Yazı Serileri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yazı Serileri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yazı Serileri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yazı Serileri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Tem 2015

Çocukla iletişimde sesi rahmetle süslemek

Çocukla kurulacak en temel 2 özellik;
1. Sesin tonu
2. Vücut dilinin kullanış şekli
Söz bir büyüdür…
Çocuğa hitap ettiğimizde, ses tonu çocuğun kalbinin kapısının açılmasına en büyük etkendir.
Anne baba çocukla kurduğu iletişimde çocuğun aklına değil; kalbine, duygularına hitap ediyor olması, kullandığı kelimeleri yavaş ve ağırdan, çocuğun kalbine üflüyor gibi olması lazım. İletişimde akla hitap etmek (Bak şimdi böyle olacak anladın mı?) çocuğu ezer bunaltır.
Çocuğun içerisine girebilmek için sesinizi rahmetle süslemek, hitabınızın inci gibi dizilmiş sözlerle, şeker şerbet içiyormuş gibi annesinin sözlerini babasının hitap tarzını kendi içerisine alıyor olsun.
Günlük çocuğumuza ayıracağımız vakit 10-15 dakika ile sınırlıysa kendi beden dilimizi kullanmayı ihmal ediyoruz. Çocukla meşgulken telefon, televizyon ile meşgulseniz kendinizi kandırıyorsunuz.
Evet oğlum, hayır oğlumla çocuğunuzu idare ediyorsunuz. Şuanda çocuğunuzu incitiyorsunuz…
“Çocukla meşgulken, sadece çocukla meşgul olunur.”
Çocuklar ilgiye ve sevgiye çabuk doyarlar. Çocuğun ilgi ihtiyacına denk getirir, ses tonunuzla, konuşma üslubunuzla, sen dilini ve ben dilini kullanmamayı (Ben rahatsız oluyorum.) (Ben bu hareketlerini beğenmiyorum.) yetenek haline getirmemiz lazım.
Çocuk sen ile beni ayırt ettiği için önünüze bir bariyer kurulacaktır. Ben bu izahları yaparken iyi bir anne baba olun diye demiyorum. Acıyı biliyorum… Acıyla… Feryat edenlerin acısıyla çok defa karşılaştığım için, bu şekilde hitap ettiğiniz, hakaretler ile yaklaştığınız çocuğunuz, bir süre sonra aynı kelimeleri size kullanıyor olacaktır.
Çocuk Deyip Geçmeyin Bölüm 62 Kısım 5 – 6 Temmuz 2010
Adem Güneş

devamını oku
PAYLAŞ:

2 Haz 2015

KARDEŞLER ARASI İLİŞKİ | EŞİT DAVRANMAK ADİL DAVRANMAK DEĞİLDİR

Bir insanın her kese eşit davranması adil davrandığı anlamına gelmez. Hem ne kadar eşit davranmaya çalışırsanız çalışın birilerinden bunun adil olmadığı ile ilgili serzenişler duyarsınız. Bu durum hayatın her alanında geçerlidir. Kadın ile erkek arasında eşitlik değil adalet aranmalıdır. İkisi aynı değiller. En azından erkekler doğum sancısı çekmeyene kadar. Ya da Ya da bir öğretmen zengin, fakir bütün öğrencilerine eşit davranamaz. Yaşam standartları gibi ders çalışma düzenleri de farklıdır bu öğrencilerin. Eşitlik ve adiliğin farkının daha anlaşılabilir olması açısından bir örnek vereyim;

Diyelim ki ikimize de günlük 1 simit veriyorlar. Sen 1 simitle doyuyorsun ben yarım simitle. Sen sadece doyuyorsun, ben ise her gün yarım simit biriktiriyorum. Ve hatta biriktirdiklerim ile üste çıkıyorum. Ne oldu şimdi? Eşitiz ama bu hiç de adil değil. Yani ne oldu; hepimiz eşitiz ama bazılarımız daha eşit



Konu kardeşler arası ilişkilere gelince durum daha çok zorlaşıyor. Aileler kendilerini çocuklarına eşit olmaya programlamış gibiler. Aslında çocuklara aynı davranmak zorunda değilsiniz. Ama ihtiyacı olduğu şekilde davranmak zorundasınız. Yine bir örnekle anlatmak gerekirse;

Ali ve Ayşe ikiz kardeşler. Ali çok hareketliyken Ayşe daha sakin bir çocuk olsun. İkisini de aynı fiyatta aynı marka ve aynı model ayakkabılar alalım. Ali'nin ayakkabıları büyük ihtimal daha önce eskiyecekti. Aliye yeni bir ayakkabı gerekirken büyük ihtimal Ayşe'nin gönlü kalmasın diye ona da alırız. Artık Ayşe'nin 2 ayakkabısı Ali'nin ise tek ayakkabısı var.

Sadece maddi anlamda değil. Çocuklara manevi anlamda da adil davranmak gerekiyor.Aslında manevi anlamda adil olmak daha önemli.O an çocuğunuz sizden ne istiyorsa onu vermelisiniz. Yine ve yeniden bir örnek daha vereceğim;

Mete 10 yaşında Batu ise 7 yaşındadır. Mete okulda sabahçı öğrenci iken Batu öğlenci öğrencidir. Sabah abisi okulda iken Batu annesine soruyor.
“Anne beni seviyor musun?”
“Seni de seviyorum abini de seviyorum.”
Aslında Batu'nun duymak istediği annesinin onu sevdiğiydi. Abisi orada değilken annesi eşit davranmak zorunda değil.


Meseleyi anlatabildiğimi umuyorum. Zaten araştırdığınız zaman pedagog ve sosyologların da bunu önerdiğini göreceksiniz.

devamını oku
PAYLAŞ:

29 Oca 2015

Şişman Olmak 2 | Mutlu Şişman Kadınlar

İnternetteki bir habere göre şişman insanlar daha mutluymuş.Haberde bahsedildiğine göre;

"İsveç Stockholm Karolinska Enstitüsünün 1 milyon 300 bin şişman üzerinde yaptığı araştırmaya göre, şişmanlarda depresyon ve intihar riski zayıflara göre çok daha az !

İstatistiksel olarak ta, zayıflar hastalıklara karşı daha dirençsiz ve daha erken ölüyor.

Araştırmayı yöneten Prof. Finn Rasmussen :"Kandaki yüksek yağ oranı Serotonin hormonunun salgılanmasını arttırıyor, bu da insanlara mutluluk veriyor; bu nedenle biraz kilo fazlalığının hiçbir zararı yok." dedi.

Viyana Tıp fakültesi de haberi doğruladı. Prof. Dr. Johannes Huber: "Yemek, insanlık için bir ödüldür. İnsan ne kadar çok yerse, o oranda mutluluk hormonunu uyaran maddelerin salgısı artıyor. Şişmanlık taş devrinden beri sağlık, güzellik, mutluluk demektir. 400 yıl önce ressam Rubens şişman güzelleri tuvale aktarmıştı. Zayıf olmayı ideal haline getirmek, modern zamanların bir sorunudur." diye konuştu.



Haberde bahsedilen Peter Paul Rubens’in “Üç Güzeller” (The Three Graces) tablosu 

devamını oku
PAYLAŞ:

6 Eyl 2013

Şişman Olmak | Özetle Hayata Etkileri



yaklaşık 7 yaşımdan beri kiloluyum ben.O yıllarda geçirdiğim ameliyat sonrası çok kilo aldım.Daha sonra lise yıllarında zayıflamış olsam da ailemdekilerin benden sürekli kuşkulanmaları;örneğin bu cips ne arıyor burada Aslıı kesin gece yine kaçırdın değil mi gibi ve inşallah eski haline dönmez gibi kırıcı lafları ve sıkıntıya gelememenin sonucu tekrar eski kiloma dönmüş bulundum.Şimdi size şişman olmanın ne demek olduğunu anlatacağım.Kendi okuyucularıma ve saygılı insanlara söyleyeceğim hiç bir şey yok ama belki denk gelip okuyan saygısızlar kendilerini bizim yerimize koyar gerçi hiç sanmam ama olsun biz şansımızı deneyelim.İşte şişman olunca başınıza gelen o ve gelmesi muhtemel olan olaylar;


-Eğer şişmansan tartışmasız 1-0 yenik başlarsın hayata!!(bazı istisnalar dışında)


-Hep teselli ederler zayıflasan güzel kızsın aslında,her şey azimle başlar,sen böylede güzelsin,o gözler yeter gibi klişe sözler duyarsın


-Küçük bir çocuksan mesela canının istediği gibi koşamazsın çünkü nefesin çabuk kesilir diğerlerinden fazla terlersin,hep seni kaleci yaparlar,ipi hep sen sallarsın vs.


-okula başlarsın önlük,forma v.s bulamazsın hep en büyüğünü alacaklar ki kötü durmasın.artık hocalarının ve kız arkadaşlarının tatlısı,diğerlerinin şişko patatesi olmuşsundur.


-Beden eğitiminde yaşına göre spor giysi bulamazsın hadi buldun diyelim;


takla atamazsın,koşamazsın,şınav çekemezsin vs. vs.ve insanların yaptığı tek şey ya tesellidir yada gülmek


-Sokakta yürürsün senin kilonla kendini teselli edenler olur


-Otobüste teyzeler falan kızım bak ben kaç yaşındayım kaç çocuk doğurdum yine de zayıfım falan derler yani anlayacağın ha bire kafana vururlar tokmağı


-Genellikle platoniktir aşkların yada çok uzun soluklu değildir.Senden hep zayıflamanı isterler.Yanlarına yakışmazsın çünkü;


şişmanlık eşittir çirkinlik


-Senin aşık olduğun kişi genellikle zayıf ve güzel kankana aşıktır.Bu arada bu zayıf ve güzel kanka seni aksesuar olarakta taşıyor olabilir.Buda şöyle anlaşılır.Konu hep kendisidir sen mutsuz bile olsan


-Sonra kıyafet bulamazsın el mahkum LCW,Koton gibi mağazalardan alacaksın oralarda hem büyük beden vardır hemde satış elemanları sürekli sizinle beraber dolaşmaz :)Hemde ucuzdur. Allah'tan bu tür mağazalar her tür koleksiyon çıkarır.Ama yaşadığın yerde bu mağazalar yoksa bal gibi de nene kıyafeti giyeceksin.Yada pahalı büyük beden sitelerinden sipariş edeceksin


-Partiler,kına gecesi düğün gibi merasimler kabusun olur.Abiye daha bir çirkin durur fotoğraf bile çektirmek istemezsin


-Mutlaka 1-2 tane şişman esprisi yapan geri zekalı bulunur etrafında ney yapacaksın ki zamanla alışıyorsun hatta kendinle barışıksan-yada öyle gibi davranıyorsan-kendin bile kendinle ilgili espri yapıyorsun


-Okul bitti sıra işe geldi.Süpersin en iyisin ama diğer kadını işe aldılar neden prezantabl olmak gerekirmiş.Girdin bir işe bu seferde iş yerinde seni strese sokanlar olur uzaktan fısır fısır konuşanlar


-Bütün yaşıtların kuzenlerin yani genellikle senden zayıf olan herkes evlenir.Düğünde yaşlı teyzeler anneler falan başlar kızım sende zayıflasan da seninde düğününü görsek


-Belki birini bulursun ama gelinlik bile güzel durmaz üzerine,düğününde herkes seni çekiştirir,hediye bilezikler bileğine olmaz falan yani kısaca en mutlu günün berbat hale gelir


-Genellikle eşin senin evlendikten sonra senin zayıflayacağını beklediği ve bu beklentisi gerçekleşmediği için huysuzlaşır, kabalaşır,seni kırar.Yani daha çok mutsuzluk


-her yanından löpür löpür et sallanır istesen de seksi olamazsın(bazı istisnalar hariç)


-Ve nihayet anne olmaya karar verdin.Şişman kadınlar kolay hamile kalamıyorlar. haydi kaldın diyelim zaten olan kilonun üzerine hamilelikte aldıklarına da ekliyorsun.Bunların bir kısmı emzirirken gitse de büyük bir kısmı seninle kalıyor.Artık annesin hem ev hem çocuk senin eline bakar tabii bu kadar streste canın daha çok yemek çeker


-Bazı çocuklar annelerinin şişman olmasından utanır.Hatta sizi arkadaşlarının anneleriyle tanıştırmazlar. çocuk aklıyla daha birçok şey yapıyorlar size sezdirmeden.



İşte bu sadece benim aklıma gelenler şuan gelmeyen yazması pek uygun olmayanlarda var.Bu maddelerin bir çoğunu bu konuya parmak basan yazılardan aldım.Tabii benim yazdığım ve başıma gelenlerde var.Sizinde düşüncelerinizi bekliyorum sevgili okurlarım.Siz söyleyin.Haksız mıyım?!!































devamını oku
PAYLAŞ: