24 Kas 2017

Saklama Rehberi

                                          

Besinlerin kullanım ömrünü nasıl uzatabileceğinizi biliyor musunuz? Peki ya onları ne kadar uzun bir süre boyunca saklayabileceğinizi? Eğer siz de benim gibiyseniz, birkaç temel gıda dışındaki hiçbir besin için net bir fikriniz olmadığına eminim. En basitinden, sizce elma ne kadar bir süre saklanabilir? Lezzetini, sertliğini ve tazeliğini yitirmemesi için ne yapmak gerekir? Oturup her besin maddesi için internette araştırma yapmanıza gerek yok: http://saklamarehberi.com, tüm bu bilgilere tek bir kaynaktan ulaşmanızı sağlıyor.

Türkiye’nin ilk ve en büyük derin dondurucu üreticisi olan Uğur Soğutma tarafından hazırlanan (ve tamamen ücretsiz şekilde kullanılabilen) sitede; hamur işleri, süt ürünleri, meyveler, sebzeler ve et ürünleri ile ilgili merak ettiğiniz her bilgi yer alıyor. İlk olarak, tüm bu besinlerin ideal kullanım sürelerinin ne olduğunu, daha sonra da bu kullanım süresini nasıl uzatabileceğinizi öğreniyorsunuz. Tahmin edebileceğiniz gibi, derin dondurucu kullanmak tüm gıda maddelerin daha uzun süre dayanmasını sağlıyor. Ancak, örneğin karidesi derin dondurucuda saklayabilir misiniz? Peki ya yazın aldığınız, lezzetli ve sulu bir karpuzu derin dondurucuya koyup, kışın yiyebilir misiniz? Tüm bu soruların ve çok daha fazlasının cevaplarını Saklama Rehberi web sitesinde kolayca bulabiliyorsunuz. Hepsi bu kadar değil: Sitenin “Alternatif Bilgiler” bölümünde, evde kolayca hazırlayabileceğiniz birbirinden lezzetli tarifler yer alıyor. Evde nasıl mocha yapabileceğimi, meyvelerin kararmasını nasıl önleyebileceğimi, hatta unsuz kekin nasıl yapılacağını bile öğrendim. Laf aramızda, kot pantolonların derin dondurucuda temizlenebileceğinin de haberdar oldum! (Kotu fırçaladıktan sonra bir poşete koyup derin dondurucuda 1 gün boyunca bekletiyorsunuz.  Şaşırtıcı, değil mi?)

Türkiye’nin ilk gıda saklama rehberi olan http://saklamarehberi.com, beni şaşırtacak ölçüde bir içeriğe sahip ve her birini okumaktan büyük keyif aldım. Eğer sizin de bir derin dondurucunuz varsa, bu siteyi muhakkak ziyaret etmelisiniz. Derin dondurucunuz yoksa bile gıdaları nasıl daha sağlıklı tüketebileceğinizi, ne kadar uzun bir süre boyunca saklayabileceğinizi ve basit, pratik, lezzetli tarifler ile ipuçlarını Saklama Rehberi web sitesinden öğrenebilirsiniz.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

devamını oku
PAYLAŞ:

BİR VANLININ GÖZÜNDEN 1 | VAN ŞİVESİ


Merhaba. Bugün nasılsınız? Bir süredir bir Vanlı olarak memleketim hakkında yazı yazmayı düşünüyordum. Zira Van hem atamaların çok olduğu hem çevre illerden göç alan ayrıca özellikle yaz aylarında bolca turistin geldiği bir şehir. Madem memleketimi anlatıyorum eğlenceli kısımdan başlamak istedim :)

Van şivesi Erzurum, Elazığ şivesine çok benziyor. Hatta bunun için "Erzurumda dadaşlar Elazığda gakkoşlar Vanda gardaşlar" denir. Ayrıca Azeri Türkçesinide andırır. 

Bilmeniz gereken diğer bir nokta bu şiveyi genellikle yerliler kullanır. Vanda önünüze gelene anlamını sormayın bazıları bilmez bile. Birde yerli ile Acem şivesi farklıdır. Bu kelimelerin dışında geliyoruz gidiyoruz gibi kelimeleri geliyik - gidiyik olarak söylüyoruz. Ben aklıma gelenleri tek tek yazacağım. 

Eze: Babaanne- Erciş ilçesinde teyze için kullanılır. 
Bibi: Hala
Aba: Anneye söylenir. - Abla anlamına da gelir-
Bahtevar: Bu kelimenin "bahtı var" tümcesinden türediğini düşünüyorum. Zira şanslı ve hoş durumda olanlar için söylenir 
Evşenik: aynı şekilde "evi şenlik" tümcesinden türemiş olduğunu düşünüyorum. Ancak kinayeli bir sözcüktür. Her zaman her durumda gülenlere söyleniyor. Örnek verecek olursak "bizim halimize bak, onun keyfine bak evşenik" 
Sefali: sefa sahibi olan anlamına gelir. 
Cırık-Cırılmış: Yırtık - Yırtılmış. Ancak sadece nesnelere değil çok bağıran ve sesli ağlayanlara da kullanılır. Örnek ; "Sen niye ele cırılisan bir sus " 
Demeli - demişli: Daha önce bilinen bir konu için kullanılır. Bir nevi atıf denilebilir. Örnek ; "Doktor demeli nar kalbe iyi geli" 
Pişik: Kedi 
Teş: Demirden yapılan bir tür leğen. 
Sini: Tepsi 
Guşkana: Tencere 
Çömçe: Kepçe 
Şor: Tuzlu 
Zehre: Aslen zahire kelimesidir. Saklanan tahıla denir. 
Taptapa: Tandırda yapılan kalın açık ekmek 
Den-buğda: Buğday 
Çedene: hint keneviri 
Kavurga: sütlü buğday ile çedenenin kavrulmasıyla yapılan bir yemiş türü. 
Şıpana: Eşik 
Zukkumun dibi: zıkkımın dibi
Erbet: Çirkin 

Hatırladıkça ekleyeceğim bir liste oldu. Sizlerinde bildiği - duyduğu kelimeler varsa sorabilirsiniz. Birde aşağıya bizim şiveyi çok iyi yansıtan komik bir video koyuyorum. Ayrıca kültürden örneklerde bulabilirsiniz. Ben oyuncuyu neneme çok benzetiyorum. Gerçi kendisi kızıyor :) Sağlıcakla kalın 




devamını oku
PAYLAŞ:

8 Kas 2017

8.11.2017 | Günlerden Sonra

Bir türlü elimin yazmaya gitmediği günlerin  ardından yeniden merhaba! Sizin oralarda ne oluyor bilmiyorum ama bu tarafta hemen hemen herşey aynı.

Yazmadığım her an bir şey bekledim ne yalan söyleyeyim. Bir klişe vardır ya. Bir süre ortalıklardan kaybolursun ve geri döndüğünde her şey yoluna girmiş ve hayallerin gerçek olmuştur. Yarabbim ne büyük saadet! Tabii hiç öyle olmuyor o işler.

Ama ilginç bir şekilde her şey sanki biraz daha yolunda gibi. Yada bu çok güzel bir  yanılsama. Zira bu aralar tek yaptığım şey, susmak. Evet her şey hakkında daha az konuşuyor ve neredeyse hiç düşünmemeye çalışıyorum. Peki bunu nasıl başarıyorum? Kendimi hiç boş bırakmamaya çalışıyorum. Böylece muhteşem!  beynim okuldan gelip direkt yatan 1.sınıf bebesine dönüyor.

Bunun temeli the big bang theory'de Sheldon bebeğimin anlattığı bir anektoda dayanıyor aslında. Hatırladığım kadarıyla Einstein izafiyet teorisini tamamlamadan önce bir yerde tıkanıyor-o bu kısmı da detaylı anlattı ama fiziğim oldukça kötü olduğundan aklımda tutamadım- o sıralarda bir ofiste çalışıyor. Uzunca bir süreden sonra beyni teoriden uzaklaşıyor. Ve Birgün masadan bir şey yere düşüyor-ne olduğunu asla hatırlamıyorum- ve o dağınık hali görünce   teorisindeki  eksiğin  evrene dışardan bakmak olduğunu anlıyor.

İşte benim yaptığımda buna benzer bir şey. Beynimi uzaklaştırıyor ve olaylara yabancı hale getiriyorum. Böylece farklılıkları daha iyi görüyorum. Dışarıdan gören göz, içeride yaşayandan objektif oluyor çünkü. 

Ve bunun yanında kaderciliğim arttı. Zira hiç bir şeyi planlamıyorum, Ki zaten planlama yaptığımda bile neticeyi ben belirlemiyorum yani hiç bir fark olmadı.  Dolayısı ile isyanda etmiyorum. Kendimi akışına bırakmış vaziyetteyim. Allah en hayırlısına iletiyor :)

İşte böyle arkadaşım. Eee senin hayatında ne var yok? Sınavların bitti mi bakalım? Çalış ama sonucu için endişelenme. Bir şekilde geçiyorsun :))

Selametle, 
Aslıhan. 

devamını oku
PAYLAŞ: