Diyelim ki ikimize de
günlük 1 simit veriyorlar. Sen 1 simitle doyuyorsun ben yarım simitle. Sen
sadece doyuyorsun, ben ise her gün yarım simit biriktiriyorum. Ve hatta
biriktirdiklerim ile üste çıkıyorum. Ne oldu şimdi? Eşitiz ama bu hiç de adil değil.
Yani ne oldu; hepimiz eşitiz ama bazılarımız daha eşit
Konu kardeşler arası ilişkilere gelince durum daha çok zorlaşıyor.
Aileler kendilerini çocuklarına eşit olmaya programlamış gibiler. Aslında
çocuklara aynı davranmak zorunda değilsiniz. Ama ihtiyacı olduğu şekilde
davranmak zorundasınız. Yine bir örnekle anlatmak gerekirse;
Ali ve Ayşe ikiz
kardeşler. Ali çok hareketliyken Ayşe daha sakin bir çocuk olsun. İkisini de
aynı fiyatta aynı marka ve aynı model ayakkabılar alalım. Ali'nin ayakkabıları
büyük ihtimal daha önce eskiyecekti. Aliye yeni bir ayakkabı gerekirken büyük
ihtimal Ayşe'nin gönlü kalmasın diye ona da alırız. Artık Ayşe'nin 2 ayakkabısı Ali'nin ise tek ayakkabısı var.
Sadece maddi anlamda değil.
Çocuklara manevi anlamda da adil davranmak gerekiyor.Aslında manevi anlamda
adil olmak daha önemli.O an çocuğunuz sizden ne istiyorsa onu vermelisiniz. Yine
ve yeniden bir örnek daha vereceğim;
Mete 10 yaşında Batu ise 7 yaşındadır. Mete okulda sabahçı öğrenci iken
Batu öğlenci öğrencidir. Sabah abisi okulda iken Batu annesine soruyor.
“Anne beni seviyor musun?”
“Seni de seviyorum abini de seviyorum.”
Aslında Batu'nun duymak istediği annesinin onu sevdiğiydi. Abisi orada
değilken annesi eşit davranmak zorunda değil.
Meseleyi anlatabildiğimi umuyorum.
Zaten araştırdığınız zaman pedagog ve sosyologların da bunu önerdiğini
göreceksiniz.