14 Eyl 2016

BUGÜN NE ÖĞRENDİM? | GİZLİ MANİPÜLASYON TEKNİĞİ - GASLİGHTİNG



Bugün bir psikolojik işkence-şiddet biçimi olan gaslighting kavramını öğrendim. Ve sizlere de anlatmak istiyorum.Arada sırada böyle yazılar yazmayı planlıyorum :) En basit şekliyle uygulanan kişiyi gerçeklikle bağını kopararak kendine bağımlı hale getirmek. Yani manipülasyon Ve  özgüvenini kaybettirerek başlıyor. Tam olarak Türkçe karşılığı olmayan bu kavramın adının çıkış noktasının bir tiyatro oyunu olduğunu söylesem ne dersiniz?

1938 tarihli Gas Light adında bir tiyatro oyunu. Daha sonra filmi de çekilen ve "Angel Street" adıyla da bilinen bu oyun, senaryosunun da etkisiyle bu terime adını veriyor.Filmde Jack ve Bella adlı bir çift var. Jack her gece evdeki gaz lambasını bir önceki güne göre giderek daha fazla kısıyor, bu durumdan habersiz olan Bella da ne zaman "Gaz lambası giderek daha mı az ışık veriyor?" dese Jack'ten sert tepkiler alıyor. Bu durumda bella kendinden şüphe etmeye başlıyor.Bu şekilde Bella'nın kendine olan özgüvenini sarsmaya ve onu delirterek malına konmaya çalışan Jack, olaya dahil olan bir dedektif nedeniyle bu planında başarısız oluyor. daha sonra "Gas lighting" terimi 1970’lerde psikoloji kitaplarında yer almış.

Bunun çok farklı yöntemleri var. Süreç o kadar basit ve sinsice işliyor ki uygulanan kişi farkına bile varmıyor. Hatta duyanlar yok canım o kadar olmaz diyebilir.genel uyarı işaretlerini sıralayacak olursam;
  • Devamlı kendi düşünceleriniz ile ilgili şüpheye mi düşüyorsunuz?
  • Hep birilerinden özür mü diliyorsunuz?
  • Hep kafanız karışık mı, ben ne yaptım, yanlış mı davrandım v.b. sorular kafanızı devamlı kurcalıyor mu?
  • Durumu kurtarmak, anlık huzur için yalan söylediğiniz oluyor mu?
  • En basit kararları, karşınızdakinin tepkisi yüzünden sorguladığınız oluyor mu? 
  • Mutlu bir hayat için ümidiniz kalmadı mı?
  • Sanki eskiden daha özgüvenli, mutlu ve geleceğe karşı ümidiniz vardı ama artık yok, kendinizi tanımadığınız hissine kapılıyor musunuz ?
  • Sürekli bir rahatsızlık hissi var mı ?
İşaretleri daha iyi anlatabilmek adına birkaç örnek vereyim.

  • Sizi sürekli aşağılıyor ve ses tonunu yükseltiyorsa.Ses tonu konusunda onu uyardığınızda inkar ediyor ve sizin her şeyi abarttığınızı, çok hassas, duygusal olduğunuzu söylüyorsa,
  • Eşyaların yerini değiştiriyorsa ve kendi algınızdan şüpheye düşüyorsanız,
  • Size hakaret ediyor şiddet uyguluyor , sonra da ‘’ Sen bu hale getiriyorsun. ‘’ diye sizi suçluyorsa,
  • Ben mi yanlış hatırlıyorum, yanlış mı yapıyorum?” soruları kafanızı meşgul etmeye başladıysa,
  • Onu kırmamak için, yumurta kabuğu üzerinde yürür gibi davranıyorsanız
  • Davranışlarınız yüzünden sürekli özür diliyorsanız,Tek başına alışverişe çıkamıyorsanız ve karar verme mekanizmanız çalışmamaya başladıysa,
  • Nereye gittiğinizi ve ne yaptığınızı sürekli kontrol ediyorsa, Ekonomik olarak sizi sınırlıyorsa (para erişimi, telefon, araba…),
  • Kimsenin sizi onun kadar sevemeyeceğini ve size yaptıklarını yapmayacağını söylüyorsa,
  • Sürekli normal davranmadığınızı, başkalarının sizin gibi olmadığını telkin ediyorsa…
  • Sen delisin / kıskançsın / bana aşıksın diyorsa
  • Üstünüzde garip bir otoritesi varsa(ailenizden bile çok bağlanabilirsiniz)
Bunlar, Gaslightinge uğradığınızın belirtileridir. Eğer bütün bunları fark ederseniz, size tasarlanmış farklı bir hikaye anlatacaktır. Kişisel alanınızı işgal etmeye devam edecektir. Sizin için çok üzüldüğünü söyleyerek, kurban rolünü oynamaya başlayacaktır. Kendinizi içiniz boşalmış, uyuşmuş, izole edilmiş gibi hissedersiniz. Uzaklaşmalısınız.Ve bir psikologa gitmenizde yüksek fayda var. 
Kaynaklarımı yazının sonuna bırakıyorum.Hem daha detaylı ve açıklayıcı anlatmışlar.Hemde yaşanan örneklerde mevcut. Bir eşin,sevgilinin,arkadaşın hatta ailenden üyelerin ne kadar kötü olabileceğinin farkına varabilirsiniz.Düşününce etrafımızda böyle insanların çok fazla olduğunun Hatta sözlü olarak uygulananları farketmeden yaptıklarının..

Süpheye Düşürülmek, Manipülasyon ve Gaz Lambası | Bekar Anne
En Karanlık Zihinlerin Bile Rahatsız Edici Bulacağı Psikolojik İşkence Yöntemi Gaslighting | Onedio
Gaslighting Nedir? Gaslightingin Sinsi Süreci | Beyaz Okul

devamını oku
PAYLAŞ:

13 Eyl 2016

KİM İSTER ? | İMAM-I GAZÂLİ - KALPLERİN KEŞFİ | SON GÜN PAZARTESİ

Güncelleme: Bayramın son gününde bazı sorunlardan dolayı kazananı açıklamayı unuttuğumdan ayrıca bayramda ayrıca bayram tatili henüz bilmediğinden süreyi pazartesiye kadar uzattım. Şimdiye kadar katılan arkadaşlarımdan özür diliyorum. Sevgilerle... 
Unutkan
*******

devamını oku
PAYLAŞ:

12 Eyl 2016

11 Eyl 2016

YENİ YAZI SERİSİ | BANA ÖĞRETİR MİSİN? | SATRANÇ


Merhaba bugün nasılsınız bakalım ?Bugün Barış Özcan'ın videolarını ilk defa izledim.İlk defa izledim ve çok etkilendim.Bir çoğunuz biliyordu ama ben bugün öğrendim.Sonra bilmediğim ne kadar çok şey olduğunun farkına vardım.Ve bildiğim çok şey. Her birimizin aklının farklı çalıştığını ve bilgi birikimlerimizin farklı olduğunu düşünürsek ,hepimiz için durum aşağı yukarı böyle.

İnternet bilmediklerimizi öğrenmek için çok büyük bir kaynak. Teorik anlamda bir çok şeyi bu kaynaktan öğreniyoruz. Hatta bu kaynaklar arasında bizim bloglarımız da mevcut.Ama gelin görün ki bir kitabın yorumunu okumakla o kitabı okumak arasında büyük bir fark var. Benim de aklımdan şöyle bir şey geçti.Yeni bir yazı serisi oluşturayım ve bilmediğim her başlık için bir yazı yazayım.Böylece aranızda bu konuda bilgisi olanlar bana öğretebilir. 

Dur! nereye? önce sayfayı sonuna kadar oku :) 

İnteraktif olarak öğretmenin zorluğunu biliyorum.Ama bu konuda yararlı tüyoları,kaynakları ve sizin nasıl öğrendiğinizi anlatarak bana yardımcı olabilirsiniz.Tabii ki bu karşılıklı olabilir.Gerek yorumlar da gerek kendi blog sayfanda öğrenmek istediğin konuyu yazabilirsin.Kendi adıma söz veriyorum bildiğim her konu için yorum yazacağım.Böylece bilmediklerimizi öğrenmiş ve bildiklerimizi öğretmiş olacağız.En azından yardımcı olmuş olacağız. Hem bilgi deryamız artacak hem iyilik yapmış olacağız.

Gelelim ilk konuya.Ben satrancı tam olarak bilmiyorum.Taşları,hamle şekillerini ve sayılarını biliyorum.Fakat oynayamıyorum.Bilen biriyle hiç karşı karşıya oynamadım.Keşke 22 yaşıma kadar beklemeseydim.şimdi söyle bakalım

ÖĞRETİR MİSİN BANA?


devamını oku
PAYLAŞ:

10 Eyl 2016

MUCİZE



Hayatta ne kadar çok mucize var değil mi ? Bir yaprağın kıpırdanışında ,bir bebeğin ağlayışında,bir kadının sesinde ve daha nicesinde.Ben hepsinde bir yaratıcıyı görüyorum ve ancak şimdi şimdi şükredebiliyorum. Verdiği ve aldığı her şey bir mucize. Unutmak mesela, sizce de en büyük mucizelerden biri değil mi ? Örneğin ölümün geleceğini unutmasaydık hepimiz birer deli olmaz mıydık? İnsanlar bunu hatıraların yıkımı olarak görebilir. Ama değil. 

Mesala ben en  isyankar olduğum zamanlarda önceki kabul olmuş dualarımı hatırlıyorum.İyi ki unutmuşum diyorum.Birini anlatayım size.Bir gün Karamanda okulun bahçesinde oturuyorum.Yanımda kimsem yok ve bu şehirde kendimi kapana kısılmış hissediyorum.Oturup saatlerce ağladım.Bir yandan sürekli dua ediyordum.Hayırlısıyla memleketime dönmeyi nasip et Allah'ım diye. Sonra günlerde merkezi yerleştirmeye başvurdum kendim dahil kimse ihtimal vermiyordu olacağına.Öğrenci işleri öylesine bir dene sonra umudunu kesersin sende demişti.Bende aileme bile haber vermedim.Günler sonra bir telefon aldım Van'daki okuldan kabul edilmişim.Babam teyit amaçlı okula gitti.Üniversitede çalışan bir arkadaşıyla öğrenci işleri şefi önünde bir çok dosya varmış.Babam adımı söylediğinde adamın dediği şeyi öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Ne büyük torpiliniz var.Kız yüzünden her şey birbirine girdi.Nasıl halledebildiniz demiş.İşte o gün sırtını dayayacağın en büyük dayanağın yalnızca Allah olduğuna kanaat getirdim. Gerçekten çok büyük bir torpilim vardı.

İnsan evladı işte.Unutuyor lütufları.Yine isyana başlıyor.Allah yine büyüklüğünü gösteriyor.  Bir mucize gösteriyor. Geçenlerde birine daha şait oldum şükür. Yazlıkta komşu sitenin sahilinde yüzerken yılan görmüşler.Annemde açılmama izin vermedi. Benim kadar açılacak biri gerekiyordu.Ben kıyıda kalırken Babaannem yaşlarında bir kadın geldi.Sitedeki herkesin tanığı ve sevdiği biri Gülseren Teyze ama ben ilk tanıştım kendisiyle. Sohbet ede ede açıldık ve döndük. Yaşlı bir kadınla açıldım.Ama bir mucize ile döndüm.Öyle bir kadın ki hayran olmamak elde değil.

Anlattıklarını size de iletmek istiyorum.30 yaşında uzun saatler süren  omurilik ameliyatı oluyor. günlerce uyuyor. Uyanık olduğu günlerde ise serum bile istemiyor ki tuvalete dahi gitmesin. Hastaneden çıkacağı günlerde Doktorunun ona söylediği sözleri hala hatırlıyordu.Kızım demiş.İnsanlar geldikleri gibi gitmez bu dünyadan.Kimisi güzelliğini kimi dinini mutlaka herkes bir şeyini kaybeder.Sende ayakları kaybedebilirsin. Odadan çıkmak üzereyken Türk filmlerinde ki gibi bağırıyor Gülseren teyze :) Hayır ben yürüyeceğim. kapıya kadar yürüyeceğim göreceksiniz. 3 adım atıyor 4. de acıdan bayılıyor. Bu inatçı kadına kimse söz geçiremiyor tabii yürüyor hatta yere eğilmesi bile yasakken hala kendi işini kendi görüp  hatta harika yüzüyor. Gülseren teyze daha sonra iki tane de kanser atlatıyor. cilt ve meme kanseri. O kadar dayanıklı ki ilk öğrendiğinde bir süre kimseye haber vermeden tedaviye tek başına gidip geliyor. 

Ben olsam dayanamazdım dediğimde  sürekli Allah'a şükrettim dedi bana.O verdi o  alacak canımı.Ölümden hiç ama hiç korkmadım ben dedi. Bu kadın o gün daha fazla dayanamayacağım diyen bana gösterilmiş bir mucize değilde ne? Allah Gülseren teyzeye ve tüm isteyenlere hayırlı güzel ömürler versin. Kendisine uzun ömür dileyenlere uzun değil güzel ömrüm olsun diyor oda. 

İşte böyle dostlar.Etrafımız mucizelerle dolu.Hatta içimizde.Biz bekleyince değil.İhtiyacımız olunca çıkageliyorlar.Her birimizin farkına varması dileğiyle...

devamını oku
PAYLAŞ:

9 Eyl 2016

bu kana sen bulaştın...

Bir süre önce Metin Bıyık namıdiğer Sosyal Hamsi ile  konuştuk. Yazılarını çok seviyorum kendisinin.Ve kendisi bugün ki konuk yazarım.Kendisine çok teşekkür ediyorum.Yazısına hiç bir müdahalede bulunmadan aynen yayınlıyorum. 

*****

gittin. ne mi yapıyorum? ne kadar uzak olabiliriz ki diyorum. kafamın içinde dönüp dolaşıyorsun. elini kolunu sallaya sallaya ahkam kesiyorsun kalbimde.

elimi kolumu hareket ettirebilirken, kalbe kanı bu damardan pompala diyemiyorum. bu kana O bulaştı bunu temizleme diyemiyorum.


habersiz girdin hayatıma, farkımda olmadan. evimde, her köşede kokun olsun istedim zamanla. başım omzunda sen yanımda ol istedim. gözlerimin esiri oldun. bir fotoğrafın kaldı senden bana, bakıp bakıp iç çektiğim bir fotoğrafın.

çıkmıştın hayatımdan ama ben çıkaramamıştım seni aklımın bir ucundan…

devamını oku
PAYLAŞ:

25 Ağu 2016

KİTAP YORUMU || KARDEŞİMİN HİKAYESİ -ZÜLFÜ LİVANELİ


İnsan,Bir damla kan ve bin endişe
Şirazlı Sadi 


İlk defa bir Zülfü Livaneli kitabı okudum.Bitirdikten sonra keşke daha önce okusaymışım dedim.Kitap bir cinayet haberiyle başlıyor.Bir gece öncesinde misafir olduğu evin genç hanımı öldürülüyor. Olaylar bundan sonra başlıyor.İçerisine Ahmet beyi ve onun yaşamını da alarak devam ediyor.Kitap boyunca   katili tahmin etmeye çalışıyorsunuz. Ama sanırım hiç kimse kitap sonunu tahmin edemez.


Bir kitap düşünün içinde hem cinayet,hem psikoloji,hem aşk olsun.Kitabın kahramanı Ahmet Arslan ise çok tuhaf biri  Kendisi bir mühendis ve emekliliğinden sonra Karadenizin bir köyüne yerleşmiş.Profesör Kien* gibi  tüm evi kitaplarla dolu. Tıpkı bir kütüphane gibi onları konularına ayırması çok hoşuma gitti. Kitaplarda asıl aradığı anlattığı hislerini anlamak.Çünkü mühendis bey hissedemiyor.Odalarda az sayıda eşyaları da var.Mesela birinde sadece sevgili var.O kadar çok seviyor ki sevgiden öldürüyor.** Tıpkı takıntılı bir aşık gibi.

Kitabın konusu,dili ve insana kattığı bilgiler açısın ben çok beğendim.Bitirince şöyle bir kalacağınızı düşünüyorum.Kesinlikle Livaneli kitaplarını okumaya devam edeceğim. Hakkında daha fazla yazmak istesem de hem spoiler vermemek için hemde birbirine karıştırmadan yazmak zor olacağı için kısa kesiyorum ve son olarak kitabın epub uzantılı bir kopyası bende mevcut ancak telif hakları açısında soru olabileceği için buraya yükleyemiyorum.Ama isteyenleriniz olursa e-mailden gönderebilirim.

Keyifli Okumalar.
Sevgilerle

*Profesör Kien Elias Cannettinin Körleşme kitabının karakteri
**Kitabın bir bölümüne göndermedir.

devamını oku
PAYLAŞ: