4 Kas 2018

4.11.2018 | BÜYÜYÜNCE SARARIZ YARALARI


Gerçekten uzun bir aradan sonra 'MERHABA'. Görüşmeyeli nasılsınız bakalım? Öylesine bir cevap verdiğinizi ve yarım ağızla bana sorduğunuz görüntüsü geldi zihnime .Fazla mı kötümser bir giriş oldu ? Belki .

Evet yazı yazmayalı 2 ay oldu, fakat asıl hayatla ve hayatımla  ilgili yazmayalı baya olmuş. Tabii ki nedenlerim vardı; 
Öncelikle  bilgisayarsız uzun bir yazı yazmak benim açımdan çok uğraştırıcı, Hayatımda bazı durumların nihayetine ermesini bekliyordum. Zira nihayetine ermeden bahsedersem kötü etkiliyormuşum gibi geliyor.Aslında bunun bilimsel bir açıklaması var. bu açıklama ile ilgili bir videoyu şuraya bırakıp yazıma devam ediyorum.


Yazının başlığı büyüyünce sararız yaraları. Bunu hep duyardım ancak kendim farkına varmam 24 yaşıma girmeme rastlıyor. Farkettim ki uzun süredir hissettiğim kırgınlıklar geçmiş,kendine kendime affetmişim. Sarmışım yaraları. Artık daha farklı gözlerle bakıyorum her şeye. Belki de hayatın gerçekleri ile karşılaşınca soyut bütün dertler tamamen görünmez hale geliyorlar. Nedir bu hayatın gerçekleri;



MEZUN OLDUM!( Henüz e-devlete düşmedi sinir oldum) -bir tebriğinizi alırım- ve artık İŞSİZİM! - bir vah vah bekliyorum-

Kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum zira kendime belirlediğim ve uygulamak istediğim bir hayat düzeni var. Bunun içinde çalışmam şart.Evde bir düzen oturttuk kısmen memnunum evet ama benim kendim için tasarladığım düzen bu değil. En basiti şuan bu yazıyı yazdığım bilgisayar benim değil.Arkadaşımdan ödünç aldım-Ve kız kardeşim hasbelkader vuku üzerine kustu- dolayısıyla bu durumdan pek memnun değilim. Ama yine Allah razı olsun. Onun vesilesiyle biraz yazı stoklayacağım ve vicdan azabından kurtulacağım.

Bu aralar pek okumadığım ,çokça izlediğim bir dönemdeyim. Diziler ve Youtube videoları çoğunlukta. Öyle videolar görüyorum ki ben bir youtube kanalı açsam mı ki diyorum.Ama kendimi görsel olarak ifade etmekten çekiniyorum açıkçası. Belki bir arkadaşla beraber olursa cesaret edebilirim. Sinema da  ise en son Müslümü izledim.Ancak film bana farklı anılarımı hatırlattığı için yazısını yazmak istemedim.

KPSS ne verem bir sınavmış arkadaş! Kitaplar ateş pahası keza sınavın kendisi de öyle.Ve kendi param olmadan bu yükü yüklenmek istemiyorum.Sonunda kazanamamak ihtimali varken aileme yük olmak istemiyorum.

Sıradaki konu 3 haftadır canımı sıktığından bahsetmek istiyorum efenim.Bu ne şimdi demeyin :) Çamaşır makinemiz bozuldu.Yaklaşık 3 hafta oldu.En son Arçelik biz parça bulamıyoruz size yenisini verelim dedi.Şuan yeni makineyi bekliyoruz. Ama 3 hafta içinde Aslıhan-matik yerini doldurdu kendisinin. Kimseye minnet etmek istemediğimden kimseye verip yıkatmadım. 8 kişilik bir aile olduğumuzdan kuru temizleme falanda mümkün değil.Oturduk annemle yıkadık. Hala burnumda deterjan kokusu var.

Elimde iki tane çizgisiz defterim var. Bullet Journal yapsam mı diye düşünüyorum. Ama başladıım şeylere devam edememe gibi bir huyum var. Bu huyla nasıl bloga devam ediyorum bende bilmiyorum. Ama hevesime yenileceğim gibi duruyor. Eğer yenilirsem paylaşırım. Aslında blogdan önce instagramda paylaşırım sanırım-utanan maymun-

Podcast sever misiniz? Mirgün Cabas ve Can Kozanoğlu  'Storytel - İlk Sayfası' adlı bir program sunuyorlar. Yazarları konuk edip bir kitaplarının ilk sayfasını okuyup üzerine konuşuyorlar.Ben beğendim şahsen. Youtube,iTunes ve Spofity üzrinden dinlenebiliyor.

Benden bu haftalık bu kadardı efenim. Yorumlarınızı bekliyorum

Selametle...


devamını oku
PAYLAŞ:

24 Eyl 2018

KORKMA BEN VARIM | MURAT MENTEŞ


"Öldürdüğüm insanlarla iyi arkadaş olacağımızı düşünmüşümdür hep."

Dublörün Dilemması'nın yazarından komik, hızlı, şoke edici bir roman daha.Gönül İşleri Bakanlığı'nda basın müşaviri dövüş ustası Fu. Başkalarının intikamını alarak hayatını kazanan Gıcırbey. Tarih öğretmeni dilber Şebnem Şibumi.Padişah yorganları satıcısı Enver Paşa.Dul gangster Hayati Tehlike.Mr. Spock, Abdülcabbar, Ruhiye Hanım, papağan Huduni, cin Jajha, Atom Bombacıyan, Uçan Kız, Abidin Dandini, Leyla Kalahari ve diğerleri...Korkma Ben Varım'ın her sayfası sürprizlerle dolu.Aşk, dostluk, intikam, yalnızlık ve şiddetin ustaca harmanlandığı roman, olağanüstü bir enerji saçıyor.

"Bu kitap karnaval sırasında başgösteren bir bombardımana benziyor."

°°°°°°°°°°°°

Merhaba efendim. Nasılsınız bugün? Uzun bir aradan sonra bir kitap yorumuyla sizlerleyim. Hem okumayı, hem yazmayı çok özlemişim. Spoiler vermeden nasıl bir yorum yazabilirim bilemiyorum ama. 

Öncelikle Murat Menteş ve ekolünü seviyorum açıkçası. Hem yormadan, kolay okunuyor. Hemde çerez kitaplara nispeten insana katıyor. 

Murat Menteş okuyanlar bilir kahramanların isimleri hep ilginç isimler olur. Ki bunu editörü olduğu kitaplarda bile görüyoruz - örneğin Murat Uyurkulak'ın Merhume kitabında bu etkiyi görüyoruz. Ki ikisi aynı ekolden- 

Bu kitabında da ilginç isimler, topluma ve sisteme dokundurmalar ve tesadüflerle örülü komik bir öykü okuyoruz.  

Kitabın geçtiği ülkede Gönül İşleri Bakanlığı  var. Ve aşkkart diye bir hizmet sunuyorlar. Kanaat önderleri, dedeler  dervişler vb kişilerden oluşan bir heyet var ve onlarla görüşerek aşkına onay alıyorsun. İster istemez ben zaten alamazmışım diye düşündüm. Benim en sevdiğim karakter Fu ve Gıcırbey oldu.  Ben kitabın bu iki karakter üzerinden ilerleyeceğini düşünüyordum. 

Eğer zekice yazılmış cümleler okuyayım ama ağır bir kitap olmasın diyorsanız. Absürt edebiyatı seviyorsanız. Ben Murat Menteş'in kalemini kesinlikle öneriyorum.

"sana rastlayıncaya kadar, deli gömleğimin üstüne hep en iyi marka kazaklar, ceketler giydim..."





devamını oku
PAYLAŞ:

8 Eyl 2018

ÜCRETSİZ HAFTALIK PLANLAYICILAR

İyi akşamlar efendim. Nasılsınız? Uzun zamandır yazmayınca güzel bir başlangıç yapmak istedim. Ve kendi hazırladığım 4 farklı stilde a4 boyutunda haftalık planlayıcıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Resimlerin altındaki linklere tıklayarak pdf olarak indirebilirsiniz. İndirenlerin yorumlarını bekliyorum. 



devamını oku
PAYLAŞ:

9 Ağu 2018

KONUK YAZAR | ŞİİRLERİM - DUDU ALTINTAŞ

Günaydın. Görüşmeyeli uzun zaman oldu sizlerle. Hayatımı düzene sokma uğraşı içerisindeyim şu sıralar. İnşallah bu süreç bittiği zaman kendi yazılarımı da yazacağım. Aslında bir çok konuk yazar olmak isteyen arkadaşım vardı. Onları kendi yazımı yazdıktan sonra paylaşmak için bekletiyordum. Ancak aradan uzun zaman geçtiği için yeniden ulaşmaya çalıştığımda geri dönüş alamadım. Tam üzerine Dudu hanım yazdı bana. Kendilerini beklettiğim için özür diliyorum ve Dudu hanımın şiirini hiçbir değişiklik yapmadan sizlerle paylaşıyorum. Benim için de sizler içinde güzel bir değişiklik oldu :) sizlerde konuk yazar olmak isterseniz yorumlarda belirtebilirsiniz. 

°°°°°°°


Gece boğdu beni özleminle
Yaktı yıktı çaresizce
Böyle olmasaydı keşke
Beni sevmen zor olmamalıydı

Sen bazen yıldızlar kadar uzak
Yaralı gönlüme tuzak
Özlemin en güzel yerinde bana yasak
Sensiz yaptığım biçare kalakalmak

En serin geceme deniz kokusu
Fesleğenimsin bir kucak dolusu
Adın bana sevdanın yolu
Ben o yolun sadık yolcusu

Umudun en güzel hali
Gözlerin dünyanın cenneti
Gülüşün ruhumda ebedi
Yüreğime ağırdır sensizliğin elemi
                                  Dudu ALTINTAŞ

devamını oku
PAYLAŞ:

4 Haz 2018

Veronika Ölmek İstiyor - Paulo Coelho




Veronika, her istediğine sahip görünen, renkli bir yaşam süren, yakışıklı erkeklerle gezip tozan genç bir kadın olmasına karşın, mutlu değildir. Yaşamında bir şeylerin eksikliğini hissetmektedir. Başarısız bir intihar girişiminin ardından, kendine geldiği zaman bir akıl hastanesindedir. Üstelik çok kısa bir ömrü kaldığını öğrenir. Zaten ölmek isteyen Veronika bu süreçte, başka dünyaların insanlarını tanırken kendisini de keşfetmeye başlar…

Paulo Coelho'nun ülkemize yakın bir coğrafyada, Bosna ve Slovenya'da geçen Veronika Ölmek İstiyor adlı romanı, var oluşumuzun her dakikasına yaşam ile ölüm arasında bir seçim olarak yaklaşıyor. Toplumun alışılmış kalıplarının dışına çıkan, farklı düşünceleri yüzünden önyargıları göğüslemek zorunda kalan insanları anlatıyor.
°°°
Merhaba. Uzun bir süreden sonra bir kitap yorumuyla karşınızdayım. Yine herkesten sonra okudum  Kendimi esefle kınıyorum. Beğenim ne kadar büyükse söyleyeceklerim o kadar az. Zira yukarıdaki yazı bile yeterli oluyor anlatmaya.Hayata dair farklı bir bakış açısı getiriyor doğru. Ama vardığınız nokta tamamen başlangıç noktasına bağlı olarak değişiyor. Mesela ben ilk okuduğum zaman keep uygulamasına şöyle yazmıştım. 

Kitaba göre ölüm bilinci korkusunu yaşarsam ölmek istemeyeceğim. Ve her yeni gün mucize gibi gelecek. Benim para ve ailevi sorunlarım bitse zaten bana her yeni gün mucize gibi gelecek. Ölümün bilincinde olmam hayat standartımı yükseltmiyor maalesef. Mari herkesin akvaryumda ki balıklar gibi olduğunu söylüyor. Rutine devam ediyor arada sırada dışarıya bakıyorlar. Benim bir rutinim yok. Ve akvaryumda acı çekiyorum. Akvaryumdan kendimi attığımda yaşayabilecek miyim? Keşke biri beni o Akvaryumdan alıp uçsuz bucaksız sulara atsa.

O dönem başlangıç noktam böyleydi. Bugün okumaya başlamış olsaydım. Büyük ihtimalle ölümün bir hediye olacağını düşünecektim. Bunun dışında kitap hem yazarı hem dili ile muhteşem. Çok az olduğunun farkındayım ancak benim yorumum bu kadar. Sizler okudunuz mu?




devamını oku
PAYLAŞ:

5 Mar 2018

5.3.2018 | Bugün Hayatının Son Günü




Merhaba. Bugün Nasılsın bakalım? Nasıl gidiyor oralarda hayatlar? Hava yüzünün kızaracağı kadar soğuk mu? Yoksa Van'da olduğu gibi baharı mı yaşıyorsunuz.

Bir süredir ortalarda yoktum ve gelir gelmez ilk yazdığım şey havalar oluyor.Sayın okuyucu sakın bunu konu yetersizliği olduğunu sanmayın.Bu konuya nasıl gireceğini bilememekle alakalı. Okulla ilgili sıkıntılarım ve işsizliğim devam ediyor.Bana çok şey katmış olsa da kütüphaneyi bıraktım. Anladım ki ben onları okumayı seviyorum. Kitapların içinde olup elime hiç alamamayı benimseyemedim. Hemde yeterli vaktim olmuyordu. Ama gönüllü yeni bir işe başladım.Bu defa çocuklarla daha yakınım. Ve anladım ki bildiğimi öğretmeyi seviyorum. Ama tabii öğrettiğim kadar hatta daha fazlasını öğreniyorum. Çocuk gözünden bakmayı öğreniyorum şu sıralar.

Yeni arkadaşlar edindim.Uzun yıllardır tanıdık olduğum insanlarda var aralarında. Ama daha yakından tanıyorum şimdilerde.Sanırım dünyayı puslu gördüğüm zamanlarda görememişim onları. Benim için değerliler onlar için değerliyim. Ki buna inanıyor olmak benim için çok zordu. Uzun aşamalardan sonra gerçekleşti.Güzel insanlar biriktirmeye devam ediyorum.

Bu aralar daha fazla okumaya çalışıyorum.Yeni dünyaları keşfe çıkıyorum.Şimdi Veronikanın dünyasındayım.Başlarında ki satırlarda benim kafamda . Sonunda hala aynı fikirde olacak mıyım merak ediyorum. 

Gelelim başlığa.Bugün hayatımın son günüymüş gibi yaşıyorum.Sanmayın ki kişisel gelişim kitaplarındaki  dolu dolu yaşama falan değil olay. Geçirdiğin günün hiçbir anından pişman olmamaya çalışmak benim yaptığım.

Bu süreçte hiç mi kötü şey olmadı? Oldu tabii ki.Ama günlük hayatımı etkileyecek kadar değerli değildi. O yüzden geride bıraktım.En azından böyle düşünüyorum.Bende şu sıralar hayat böyle arkadaşım. Ara ara yazarım yine.Sende nasıl gidiyor cevabını bekliyorum
selametle,
Aslıhan


devamını oku
PAYLAŞ:

7 Oca 2018

KONUK YAZAR | SAHİ NASILDI ÇOCUK..??

Merhaba nasılsınız? Kendim bir süredir yazamıyorum maalesef. Ama çok güzel bir kalemi bugün konuk ediyorum. Deniz Özmen'e konuğum olduğu için çok teşekkür ediyorum ve yazısını olduğu gibi paylaşıyorum. Kendisinin bloguna ismine tıklayarak ulaşabilirsiniz :) 

°°°°°°°

Mahalle aralarında gruplar kurup anne baba seslenene dek koşup doyasıya oynayan, kavanozunda misketi olan ,çoğu zaman uçurtmasını kendi yapan ,yapamıyorsa poşete ip bağlayan çocuklardı onlar. Annesinin işi çıkınca okul dönüşü komşuda annesini bekleyen, komşunun emanete gözü gibi baktığı..
Peki şimdi ne oldu bize.?
Dünya kirlendi diyoruz sadece Dünya mı?
  Ağlamamak için yutkunduğum boğazımın düğümlendiği ana haberler var artık, neredeyse her gece çocuklara yapılan istismar ve şiddet içeren haberler, yayınlandıkça yerine yeni haberler... Çocuk yetiştirmeyi konu alan kitaplara her yeni gün yenisi eklenirken, sevginin kitabı var mı peki ; vicdanın ,merhametin..
Çocuğum bu yaşta ne kadar zeki.! Bak sana akıllı cihazı nasılda kullanıyor.
Çocuk akıllı cihazla bir köşededir artık, sustu şimdi uslu uslu oturuyor. Kitaba göre uyku saati olmalı otoriter olunmalı ki çocuk şımarmasın, oyunun saati olmalı ,sizle geçireceği zamanında süresi varmış yarın akşama kadar kreşte yada bakıcıda olucak zaten. .Akşamda yemek sonrası yine aynı şeyler. Çocuğuna, ne güzeldi eskiden çocukluğumuz deme şansı bırakmayan aileler.!!
Bence yeni bir kitap alın kendinize..

devamını oku
PAYLAŞ: