11 Kas 2021
16 Ara 2020
Griple uğraştığım bir pazar gününden herkese merhaba. Kitap okumayı çok seviyorum.Gerek kokusunu duya duya gerek ekranı okşaya okşaya(bazı büyüklerimizin tabiriyle).Ama hem taşıması daha kolay hem daha ekonomik olduğu için genellikle e-kitap tercih ediyorum. 2 adet cihazla okuyorum.Biri kitap boyutuna daha yakın olan tablet,diğeri cep telefonum.Bugün paylaşacağım kitaplar her ikisinde de okunabilir. Ama kitap okuyucunuz varsa sadece EPub yükleyebilirsiniz. Ayrıca birkaç okuma programı da yazacağım.Google Play kitaplarda kitap okuyabiliyorum ancak kitap yüklemeyi beceremiyorum bu yüzden bu programlar çok işimi görüyor.Ve sayfa çevirme efektini seviyorum :) Ama eğer yüklemenin bir yolunu biliyorsanız lütfen yazar mısınız? Birde indirmeyi başaramayan arkadaşlar bana ulaşabilir ben indirir yollarım ;)
Maalesef bu yazının ilk yazıldığı dönemden uzun sayılabilecek bir süre sonra meritokrasi kapandı.
E - kitapçılarda birçok kitabı bünyesinde barındırıyor.Tek eksi yönü reklam bekleten barındırması
#2021
Hala Yayında :)
Bu sitede temiz hazırlanmış 3000 üzerinde eser var size aylık 10 epub hakkı veriyor. Böylece ücretsiz ve reklamsız olarak kullanılabiliyor.
NOT: Yorumlarda benim deneyimlemediğim için paylaşamadığım bilinmedik ancak birçok eser barındıran linkler mevcut. Deneyimlersem güncel listeye eklerim zaten haberiniz ola :)
29 Eyl 2020
Çocukluğumda en sevdiğim şeylerden biri de ben okuldan geldikten sonra yemeğimi yerken kapının çalması, sütçünün gelmesi ve annemin tencerelere doldurttuğu sütü kaynatmasıydı. Niye derseniz, mis gibi tazecik sütü kaynadıktan sonra ılıtıp lıkır lıkır içmeyi çok severdim. Her ne kadar kaymağını ayırsam da o kaymak sonra birikir, kahvaltıda balla kavuşur, ekmeğime konardı.
Sonra aradan yıllar geçti. Ben büyüdüm. Haliyle biraz azalttım süt içmeyi. Ama yine de hiç vazgeçmedim süt sevgimden.
Eskisi gibi sütçü gelmiyor kapıya ama her yerde açıkta satılan süt görmeye başladım. Neredeyse her köşe başında açık süt bidonları var. Her ne kadar kaynamış sütü bardağa koyup ılıttıktan sonra içmeyi özlesem de açıkçası ben açık süt almıyorum. Çünkü güvenemiyorum. Sizde de öyle mi?
Açık sütlerin nereden geldiğini tam bilmiyorum. Bunca virüs, bakteri, mikrop ortalıkta dolaşırken ben bu sütleri güvenip alamıyorum. Bu konuda biraz araştırma da yaptım. Açık süt hakkında öğrendiklerim bu konudaki şüphelerimi haklı çıkardı.
Öncelikle en şaşırdığım nokta şuydu; açık süt aldığımızda evde kaynatırken besin değerinde ve vitaminlerinde ciddi kayba neden oluyoruz. Zaten çocuklar ve yaşlılar sütü özellikle besin değeri için tüketiyor. Onu da neden kaybedelim ki? Ayrıca ambalajlı UHT ve pastörize sütler kontrollü bir şekilde ısıl işlemden geçtiği için besin değerini korurken, insan sağlığına zararlı mikrop ve bakterilerden arındırılıyor. Ama açık sütler denetlenmediği için bu sağlık riski hep var. Çok ürkütücü!
Bir de “ısıl işlem” kulağıma biraz garip gelmişti ki onu da araştırdım. Isıl işlem dediğimiz şey zaten tüm dünyada insan sağlığına zarar verme potansiyeli yüksek mikroorganizmaların sütten uzaklaştırılması amacıyla uygulanan bir teknolojik yöntem. Bu yöntem esnasında sütlere katkı maddesi de eklenmiyor. Ayrıca Isıl İşlem Görmüş İçme Sütleri Tebliği diye bir tebliğ var ve sütler bu tebliğe uygun olarak ısıl işlemden geçiriliyor. Tabii bir de işin teknolojik boyutu var. Isıl işlem olarak kullanılan pastörizasyon ve UHT teknolojileri, tüm dünyada kullanılan, sağlık otoriteleri tarafından da kabul edilmiş en ileri teknolojiler. Teknolojiye güvenmenin ve kendi faydamıza kullanmanın güzel bir örneği yani süt meselesi.
Ben bu nedenlerle ambalajlı sütleri tercih ediyorum anlayacağınız. Zaten açık süte en başında soru işaretiyle yaklaşırken, şimdi bu araştırmalarımla tamamen uzaklaştım, ambalajlı pastörize ve UHT sütlere güvendim. Eğer hala soru işaretleriniz varsa lütfen konuyu burada bırakmayın ve siz de biraz araştırın.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
22 Tem 2020
Ne yalan söyleyeyim üzerimde nasıl başlayacağını bilmemenin tedirginliği var. İlk blog yazdığım yılın acemiliğini hissediyorum. Neredeyse 1 yıl süren boşluğun getirisi olsa gerek. Aylarca hayatımda iyi bir değişiklik olur öyle yazarım diye diye beklettim yazmayı açıkçası. Beklettim, beklettim ve bekledim.
İlk zamanlar kötü olaylar üstüste geldi. Sonrasında durulma yaşadık. Ve hayatımın birkez daha tekdüzelik üzerine kurulmuş bir fil kulesi olduğunu idrak etmiş bulunmaktayım. Neyse ki artık bunu da kabul ediyorum . Zira hareketli ve kötü zamanlardan sonra bu tekdüzelik muhteşem.
Önce Eylül ayında babaannem bir süre yoğun bakımda kaldı. Annem de onunla beraberdi bu süreçte. Düzenimiz tersine döndü maalesef. Sonrasında birkaç ayda evde yatakta kaldıktan sonra çok şükür iyileşti.
Ardından şu yazıda bahsettiğim anneannem,sultanım, gözümün nurunu kasım ayında kaybettik. Annem darmaduman oldu. Sadece ilk gün tabutuna ve son gün helvasına yetişebildim. Zira babaanneme bakmam gerekiyordu. Umarım sultanım bana darılmamıştır. Ölümün her zaman farkındaydım. Ama daha bir idrak ettim. Tombişim artık yok ve ancak biz ona gidebiliriz. Öbür dünyada cennete gideceğini düşünüyorum ve bu kalbimi rahatlatıyor.
Bilenler bilir kardeşim yıllardır kanser şüphesi ile yaşıyordu. Düzenli olarak biyopsi falan derken aralık ayındaki son kontrolünde doktor artık biyopsiye de gerek yok gibi. Bu kadar belirti ile lenfoma olduğun kesin. Lenfomaysan da 3 ay içinde gidicisin kızım dedi. Apar topar Ankara'ya gitti. Ve anladık ki lenfoma değil mide kapağı aşırı zarar görmüştü. Ancak gidip gelene kadar mahvolduk.
Şubat ayında ise annem kolunu kırdı. Alçı açılma dönemi pandemi sürecine denk geldi. Evde açmak zorunda kaldık. Kolu aylardır tutulmuş. Ve yine düzenimiz değişti. Aynı günlerde birde epilepsi teşhisi konuldu. Bir şekilde toparladık hamdolsun.
Nisan da 1 aylık bir iş deneyimim oldu. Onuda sağlık sorunu nedeni ile bırakmak zorunda kaldım.
Ya dostlar tekdüzelik, standartlık, aksiyonsuz hayatın canını seveyim. Bu kadar hareket bana baya ağır geldi. Üstüne evden çıkamamak bir miktar sıyırtmış olabilir :) Neyseki Mayıs ayından beri yukarıdaki muhteşem manzaraya karşı yaşamaktayım.
Elbet hepsinin vardır bir hikmeti. Yine de hamdolsun Rabbime.
Eee sizler ne yaptınız bakalım ben yokken canlar? Her birinizi ayrı ayrı merak ediyorum.
Sağlıcakla,
Aslıhan.
19 Nis 2019
Sağlıklı Beslenme ve Diyet Uzmanı Taylan Kümeli’nin danışanı Neslihan Erdoğan yepyeni bir dönüşüm hikayesine imza atacak. Fazla kilolarından şikayetçi ve daha formda yaşamak isteyenler için son derece ilham verici olacak bu hikayeye ortak olmak ister misiniz?
Neslihan Erdoğan, tam bir ay boyunca Taylan Kümeli’nin kendisi için özel olarak hazırladığı diyet ve egzersiz programı yanında, tahlil sonuçlarına göre doktorunun kendisine önerdiği XL-S’ten de destek alacak. Kilo Kontrol Amaçlı Enerjisi Kısıtlanmış bir gıda olan ve XL-S Nutrition’u, shake olarak öğünlerinden bazıları yerine tüketecek Neslihan Hanım, bitkisel kaynaklı doğal bir lif olan Litramin içerikli gıda takviyesi olan XL-S Expert ile de diğer öğünlerinde aldığı yağdan gelen kalori miktarını kısıtlayacak.
Kilo Kontrol Amaçlı destek ürünlerini kullanırken bir doktora danışmak, çok iyi araştırmak ve en doğru ürünü seçmek çok önemli. Neslihan Hanım da bu anlamda doktorunun önermiş olduğu, Almanya’da üretilen, Türk Gıda ve Tarım Bakanlığı onaylı XL-S ürünleri ve Taylan Kümeli’nin önerileri ile ideal kilosuna kolayca ulaşacak.
Yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte forma girmek isteyen herkes, Taylan Kümeli’nin kişisel Instagram hesabından veya XL-S Türkiye hesabından bu dönüşümü adım adım takip edebilir.
Taylan Kümeli’nin ipuçlarından faydalanmak, XL-S ürünleri hakkında daha detaylı bilgiye sahip olmak ve kendi dönüşüm hikayenizi yazmak isterseniz Neslihan Hanım’ın yolculuğundan ilham alabilirsiniz. Bol şans!
Bir boomads advertorial içeriğidir.
25 Mar 2019
Teknolojilerle deyimler çok bağlantılı aslında. Mesela “gözün gibi bak”. Ne güzel bir deyim değil mi? Bir şeyin ne kadar değerli olduğunu göstermek için söylenir. Eski zamanlarda önemsediği şeylerden ayrılmak zorunda kalan insanlara güven vermek için.
Zaman ilerlese de ihtiyaçlar değişmiyor. Deyimler ve ihtiyaçlar da teknoloji ile birlikte yeni anlamlar kazanıyor.
Gözün gibi bak deyimi için de başka bir çözüm var artık. Yeni bir teknoloji: Supercam
Supercam evini, işini, evcil hayvanını, bebeğini… insanın önemsediği ne varsa gözü gibi bakabilmesi için yapılmış bir hizmet. Lifecell’in sunduğu güvenlik hizmeti Supercam ile kamera sistemlerinizden evinizi mobil uygulama sayesinde izleyebiliyor, geriye dönük kayıtlarınıza ulaşabiliyorsunuz. Çift taraflı konuşma özelliği ile cihaz üzerinden iletişim kurabiliyor, davetsiz misafirler için alarm alanı oluşturabiliyorsun. Tüm bu özellikleri ile gerçekten sevdiklerine gözün gibi bakabiliyorsun.
Üstelik bu teknolojiyi Lifecell’liler ve Turkcell’liler avantajlı şekilde kullanıyor. Supercam ile birlikte uygulama içinde kullanabilecekleri 5 GB internet de beraberinde geliyor.
Supercam’in paket özelliklerini gözden geçirin, avantajlı fırsatları kullanın, siz de sevdiklerinize gözünüz gibi bakın.
Akıllı Paket: 7/24 izlemenin yanında hareket alarmı, video ve görüntü kaydetme/paylaşma özelliklerinin kullanılabildiği paket.
Bulut Paketi (7 veya 30 gün): 7/24 izlemenin yanında hareket alarmı, video ve görüntü kaydetme/paylaşma ve 7 gün veya 30 gün geriye sarma özelliklerinin kullanılabildiği paket.
Not: Supercam, ücretsiz kurulum, 7/24 destek hizmeti, gece gündüz 1080p (HD) çözünürlüğünde izleme imkanı, alarm alanında hareket olması durumunda telefonuna anında bildirim gönderme ve video klip oluşturup paylaşma özellikleri ile birlikte kullanılabilmektedir.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
8 Mar 2019
Not: 2 sene evvel yayınladığım bir yazıdır Duygu ve düşüncelerim hala güncel. Yeniden yayınlamak istedim. Ve hanımlar biz birlikte çok güzeliz 💜
Hakkımda
popüler yayınlar
- E-KİTAP İNDİRME | 2021 GÜNCEL LİSTE
- 11.11.2021 | YİRMİYEDİ
- Neden Ambalajlı Süt?
- İZLEDİM | Hush! Girls Don't Scream - Şşş... Kızlar Çığlık Atmaz
- BİR VANLININ GÖZÜNDEN 1 | VAN ŞİVESİ
- ÜCRETSİZ HAFTALIK PLANLAYICILAR
- KİM İSTER SONUCU
- KONUK YAZAR | ŞİİRLERİM - DUDU ALTINTAŞ
- KORKMA BEN VARIM | MURAT MENTEŞ
- ZİNCİRİ KIRMA