13 Eki 2017
Merhaba arkadaşlar. Bugün sizlerden birşey rica etmeye geldim. Van İl Halk Kütüphanesi için bir kampanya başlattım. Çünkü kütüphane 2011 yılında olan iki depremden sonra yıkılmadı veya yenilenmedi. Sadece daha küçük ve yetersiz durumdaki sergi salonuna taşındı.
Sergi salonunda kitaplar, ders çalışma alanı ve gerekli durumlarda sergiler bir arada yapılıyor. Ayrıca bir çok kitap ortada yok. Ve yenileri alınamıyor. Kütüphaneye gelen öğrenciler, öğretmenler ve çocuklar var. Ve bu kadar kitap ve alan hepsine yeterli olmuyor. Sergi salonunun bir başka handikapı ise Van devlet tiyatrosu binasının arkasında kalması. Dolayısıyla bir çok kişi kütüphanenin etkin durumda olduğunu bile bilmiyor.
Sizlerden ricam change.org üzerinden bu kampanyayı imzalamanız ve paylaşmanız! Zira her bir kitap zihinde bir hazinedir. Çocuklarımızın zihninde deprem anıtı olan bir kütüphane değil, hazinelere açılan bir kapı olacak bir kütüphane istiyorum.
#vaniçinkütüphane
17 Eyl 2017
49 yaşında, Taraklı doğumlu marangoz İbrahim Akartürk. Dört yetişkin kızını, afacan küçük oğlunu, bunamaya başlamış bir türlü ölmeyen babasını ve evin etrafında kasap kedileri gibi dolanan damat adaylarını saymazsak, pek bir sıkıntısı yok. Ta ki, hayatının o “en önemli gün”ü gelene kadar. Karısını kaybedeli 10 sene olan İbrahim, babasının ve ahalinin zoru ile, sevmediği bir kadına, Nalan’a talip olur. Ancak, hayatı yemek tenceresinden gören Nalan’ın ikram ettiği bir mantar, İbrahim’teki bir alerjik reaksiyonu tetikler, geçici bir felç durumu yaşar. Üstelik tam da o anda, Taraklı’ya henüz gelen Alev, arabasıyla İbrahim’e çarpar. Öldü sanılan İbrahim, tezcanlı hemşehrilerinin gazıyla musalla taşına konur. Bu, İbrahim’in öldüğü gündür! Ama aynı zamanda dirildiği gündür bu: çünkü Alev’i yıllar sonra ilk defa o gün görür. Hayatının aşkı, yaşamadığı her şeyi simgeleyen, yeni bir soluk, yeni duygular ve yaşamak için yeni bir sebep. İbrahim’in hayatı, bir daha asla eskisi gibi olmayacaktır. Basit bir marangozdur, ama şimdi organik tarım yapan, laptopundan tarım borsasını izleyen bu şehirli kadına aşıktır. Dört yetişkin kızı, üç uçuk damat adayı, ikide bir karakollardan topladığı bunak babası, ele avuca sığmaz küçük oğlu ve peşini bir türlü bırakmayan Nalan. Taraklı’lı bu “Çağdaş Nasrettin Hoca”nın etrafında da çılgın bir topluluk var: Alman kahveci Helmut, Deli Kezban, Milliyetçi Fatih Weissmüller… Mafyacılık oynayan Oral Abi, yardımcısı İsmail… Postacı Asil… Kazıkçı arsa spekülatörü Yaşar… Falcı Nazmiye ve diğerleri… İbrahim’in başına gelen, “pişmiş tavuğun başına” gelmeyecek ve bu çılgın korodan, insanın kanını kaynatan bir ritm çıkacak: Yalaza!!
Yalaza çoğunlukla eğlencelidir, güldürür; ama her zaman değil. Kabahati olanların cezası yalazayla kesilir ve uyarılması gerekenlere ince ayar yine yalazayla verilirmiş.
16 Eyl 2017
Ben çocukken okul başlangıçları bu kadar heyecan verici değildi. Bazı içerik oluşturan arkadaşlarda göründüğü gibi okula dönüş alışverişleri de pek nadirdi. Misal onlarda olduğu gibi bir kalemlik ve suluk her yıl değişmezdi. Büyük bir kırtasiye kutumuz vardı. İçinde önceki yıllardan kalan ve kuzenlerimin verdiği malzemeler vardı. Annem verilen liste ile hem bana hem sırığa okula dönüş alışverişi yapmış olurdu. Liste tamamlanmazsa kırtasiyeye gidilirdi.
Azıcık yüz assak kıymetini bilmediğimizden bahsedilir. Annemin bir kalemle birden fazla kardeşle ödev yapışı, babamın amcamın gömleğinden okul gömleği yapılması anlatılır. Bütün duygular sonuna kadar sömürülürdü. Fakirde değiliz ha. Ama yaşları 30-35. Çok çalışmışlar, zor kazanmışlar. Değer kıymet öğretecekler bize.
Şimdi kardeşlerime her yıl yeni listeye göre eşya alıyoruz. En az 3 sağlam kalemlik var. O yıl hangi çizgi film modaysa onun kahramanı var üzerinde. Bize kutudan seçtiren gözünü sevdiğimin ebeveyni ses çıkarmıyor niye?
Yaş gelmiş 45-50 ye. Kalpleri yumuşadı. Onların için kazandık zaten diyorlar. Çocuklar gelmiş 10-13e. Herkesten herşeyi görüyorlar durdurmak mümkün mü?
Ben söyleyeyim değil!!! Olan bana, sırık kardeşime ve siz değerli jenerasyonumuza oldu.
Sağlıcakla kalın.
Aslıhan.
9 Eyl 2017
7 Eyl 2017
6 Eyl 2017
Uzun bir sürenin ardından - gerçekten uzun bir süre!! - merhaba efendim. Görüşmeyeli nasılsınız bakalım? Bende herşey genel hatlarıyla aynı hiçbir atraksiyon olmadan ilerliyoruz şimdilik.
Aslıhan
18 Ağu 2017
Derin dondurucuların faydalarını anlatarak zamanınızı almayacağım, uzun süreli gıda depolama için başka bir seçeneğin olmadığını zaten biliyorsunuzdur. Henüz bilmiyorsanız da, bu yılki Kurban Bayramı’nda öğreneceksiniz zira etleriniz buzdolabı içerisinde en fazla bir hafta dayanacak! Yani ister et, isterse de diğer gıdalar için uzun süreli depolama yapmak istiyorsanız, bir derin dondurucu kullanmanız gerekiyor. Bu bakımdan iki seçeneğiniz var: yatay ve dikey derin dondurucu modelleri. Yatay olanlar bir sandığı andırıyor ve kapakları üst kısımda yer alıyor. Dikey olanlar ise aynı bir buzdolabı gibi: Kapakları ön kısımlarında bulunuyor ve (isminden de tahmin edebileceğiniz gibi) dik şekilde kullanılıyorlar. Ben, tercihimi dikey derin dondurucu modellerinden, hatta daha net söyleyecek olursak, UED 5170 DTK A++ modelinden yana kullandım.
Neden derseniz, her şeyden önce Uğur Soğutma markası güven veriyor. 60 yılı aşkın bir süredir derin dondurucu üretiyorlar ve bu nedenle benzersiz bir uzmanlıkları bulunuyor. Unutmayın, bu cihazları on yıllar boyunca kullanmak için alıyorsunuz ve he sağlamlıkları, hem de servis ağlarının yaygınlığı önem taşıyor. Uğur Soğutma, her iki bakımdan da beklentilerimi fazlasıyla karşılıyor. Gelelim tasarıma: UED 5170 DTK A++, dikey bir derin dondurucu modeli. Ben bu tasarımı seviyorum zira kullanması daha pratik geliyor: Aynı bir buzdolabı gibi rahatça kullanabiliyor, hatta buzdolabının yanına koyarak uyumlu ve estetik bir görünüm elde edebiliyorsunuz (ben öyle yaptım, tavsiye ederim).
UED 5170 DTK A++ yalnızca 46 kilo, yani kimseyi çağırmama gerek kalmadan bir köşeden diğerine kolayca taşıyabiliyorum. İç hacmi 170 litre, sadece benim değil, komşularımın gıdalarını bile depolamaya yetiyor! A ++ enerji sınıfında olduğu için, neredeyse hiç elektrik harcamıyor. En sevdiğim özelliği de, elektrik kesintilerinde bile içindekileri 15 saat boyunca korumaya devam edebilmesi oldu. Sık sık kesinti yaşanan bir yerde oturuyorsanız, emin olun bu özellik çok işinize yarayacak. Satın almak için https://satis.ugur.com.tr/item/ued-5170-dtk-a/100028 adresini kullanmanızı tavsiye ederim, peşin fiyatına 12 taksit yaptırarak kredi kartınızla alabiliyorsunuz. Geniş iç hacimli, dayanıklı, pratik ve uygun fiyatlı bir derin dondurucu arıyorsanız, UED 5170 DTK A++ modelini gönül rahatlığı ile tavsiye ediyorum.
Bir boomads advertorial içeriğidir.