Gerçekten uzun bir aradan sonra 'MERHABA'. Görüşmeyeli nasılsınız bakalım? Öylesine bir cevap verdiğinizi ve yarım ağızla bana sorduğunuz görüntüsü geldi zihnime .Fazla mı kötümser bir giriş oldu ? Belki .
Evet yazı yazmayalı 2 ay oldu, fakat asıl hayatla ve hayatımla ilgili yazmayalı baya olmuş. Tabii ki nedenlerim vardı;
Öncelikle bilgisayarsız uzun bir yazı yazmak benim açımdan çok uğraştırıcı, Hayatımda bazı durumların nihayetine ermesini bekliyordum. Zira nihayetine ermeden bahsedersem kötü etkiliyormuşum gibi geliyor.Aslında bunun bilimsel bir açıklaması var. bu açıklama ile ilgili bir videoyu şuraya bırakıp yazıma devam ediyorum.
Yazının başlığı büyüyünce sararız yaraları. Bunu hep duyardım ancak kendim farkına varmam 24 yaşıma girmeme rastlıyor. Farkettim ki uzun süredir hissettiğim kırgınlıklar geçmiş,kendine kendime affetmişim. Sarmışım yaraları. Artık daha farklı gözlerle bakıyorum her şeye. Belki de hayatın gerçekleri ile karşılaşınca soyut bütün dertler tamamen görünmez hale geliyorlar. Nedir bu hayatın gerçekleri;
MEZUN OLDUM!( Henüz e-devlete düşmedi sinir oldum) -bir tebriğinizi alırım- ve artık İŞSİZİM! - bir vah vah bekliyorum-
Kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum zira kendime belirlediğim ve uygulamak istediğim bir hayat düzeni var. Bunun içinde çalışmam şart.Evde bir düzen oturttuk kısmen memnunum evet ama benim kendim için tasarladığım düzen bu değil. En basiti şuan bu yazıyı yazdığım bilgisayar benim değil.Arkadaşımdan ödünç aldım-Ve kız kardeşim hasbelkader vuku üzerine kustu- dolayısıyla bu durumdan pek memnun değilim. Ama yine Allah razı olsun. Onun vesilesiyle biraz yazı stoklayacağım ve vicdan azabından kurtulacağım.
Bu aralar pek okumadığım ,çokça izlediğim bir dönemdeyim. Diziler ve Youtube videoları çoğunlukta. Öyle videolar görüyorum ki ben bir youtube kanalı açsam mı ki diyorum.Ama kendimi görsel olarak ifade etmekten çekiniyorum açıkçası. Belki bir arkadaşla beraber olursa cesaret edebilirim. Sinema da ise en son Müslümü izledim.Ancak film bana farklı anılarımı hatırlattığı için yazısını yazmak istemedim.
KPSS ne verem bir sınavmış arkadaş! Kitaplar ateş pahası keza sınavın kendisi de öyle.Ve kendi param olmadan bu yükü yüklenmek istemiyorum.Sonunda kazanamamak ihtimali varken aileme yük olmak istemiyorum.
Sıradaki konu 3 haftadır canımı sıktığından bahsetmek istiyorum efenim.Bu ne şimdi demeyin :) Çamaşır makinemiz bozuldu.Yaklaşık 3 hafta oldu.En son Arçelik biz parça bulamıyoruz size yenisini verelim dedi.Şuan yeni makineyi bekliyoruz. Ama 3 hafta içinde Aslıhan-matik yerini doldurdu kendisinin. Kimseye minnet etmek istemediğimden kimseye verip yıkatmadım. 8 kişilik bir aile olduğumuzdan kuru temizleme falanda mümkün değil.Oturduk annemle yıkadık. Hala burnumda deterjan kokusu var.
Elimde iki tane çizgisiz defterim var. Bullet Journal yapsam mı diye düşünüyorum. Ama başladıım şeylere devam edememe gibi bir huyum var. Bu huyla nasıl bloga devam ediyorum bende bilmiyorum. Ama hevesime yenileceğim gibi duruyor. Eğer yenilirsem paylaşırım. Aslında blogdan önce instagramda paylaşırım sanırım-utanan maymun-
Podcast sever misiniz? Mirgün Cabas ve Can Kozanoğlu 'Storytel - İlk Sayfası' adlı bir program sunuyorlar. Yazarları konuk edip bir kitaplarının ilk sayfasını okuyup üzerine konuşuyorlar.Ben beğendim şahsen. Youtube,iTunes ve Spofity üzrinden dinlenebiliyor.
Benden bu haftalık bu kadardı efenim. Yorumlarınızı bekliyorum
Selametle...