14 Eki 2015

SON ZAMANLARDA

Merhabalar hepinize nasılsınız görüşmeyeli. Biliyorum ki sizlerde benim gibi buruksunuz. Beni sorarsanız  sizleri de yazmayı da çok özledim. Ama inanın  hiç halim yok ne yazmaya ne yaşamaya... Yorgunum bitkinim. Her şeyden sıkılıyorum. Ama arkamda bırakıp kurtulamıyordum. Artık kurtulmak için bir şeyler yapıp yeni hayatıma başlamalıyım.

Bir süredir kendimi hayatımda ki her şeyi sorguluyorum. Fark ettim ki bir çok şeyi amaçsızca yapıyorum. Bunları alışkanlık haline getirmişim. Ve bu alışkanlıklar  beni daha çok dibe çekiyor. Hayır gizemli gizemli konuşup çıkıp gitmeyeceğim. Bugün her şeyi olduğu gibi yazacağım. 

Alışkanlıklarımın ilki okula neredeyse hiç gitmemem ve alttan derslerim. Okulu uzatma ihtimalim olduğu halde boş vermiş bir şekilde devam ediyorum. Ama artık yeni bir amacım var. Okulu en hızlı şekilde bir an önce bitirmek ve yeniden sınava girmek. Çünkü hayalimi buldum. Gastronomi okuyacağım inşallah. 

Diğer bir alışkanlık ise çok fazla alıngan davranıp her şeye üzülmek. Nolmuş yani insanlar beni önemsemiyor ve sevmiyorsa. Ben kendimi seviyorum ve bunu kendime yapmaya hiç hakkım yok. Ben bir dönem kendimden bile nefret ediyordum. 

Son bir alışkanlık her şeyin suçlusu ailem gibi davranıyorum. Ne kadar kötü olursa olsun ailemi özellikle annemi ve kardeşlerimi çok seviyorum. Artık büyüdüm bana yaptıklarının yanlış olduğunu biliyorum. Ama bunların bedelini nasıl alabilirim ki. Bundan sonra yapacağım şey onları kendi içimde affetmek ve yoluma devam etmek olacak. Ve kendi çocuklarıma aynı şeyleri yaşatmamak olacak. 

Anladığınız gibi artık sırtımda yük, hayatımda fazlalık istemiyorum. Yoksa ruhsal olarak iyice dibe vuracağım. Pozitif bir hayat istiyorum. Ve bunu benden başka kimse benim için yapmayacak bunu anladım. Daha iyi olmak umuduyla... 
Sevgilerle... 


Merhabalar hepinize nasılsınız görüşmeyeli. Biliyorum ki sizlerde benim gibi buruksunuz. Beni sorarsanız  sizleri de yazmayı da çok özledim. Ama inanın  hiç halim yok ne yazmaya ne yaşamaya... Yorgunum bitkinim. Her şeyden sıkılıyorum. Ama arkamda bırakıp kurtulamıyordum. Artık kurtulmak için bir şeyler yapıp yeni hayatıma başlamalıyım. Bir süredir kendimi hayatımda ki her şeyi sorguluyo...

devamını oku
PAYLAŞ:

11 Eki 2015

TERÖRÜ LANETLİYORUZ

Merhabalar hepinize. Günaydın diye başlamak isterdim ama gün bugün kara. Ankara kadar karanlık... Vefad edenlerin yakınlarına baş sağlığı yaralılara acil şifalar  diliyorum. İnşallah ülkemiz için barış yakındır


Merhabalar hepinize. Günaydın diye başlamak isterdim ama gün bugün kara. Ankara kadar karanlık... Vefad edenlerin yakınlarına baş sağlığı yaralılara acil şifalar  diliyorum. İnşallah ülkemiz için barış yakındır...

devamını oku
PAYLAŞ:

4 Eki 2015

PEELİNG JELLER ||NEUTROGENA, GARNİER

Günaydınlar efendim. Mutlu pazarlar diliyorum hepinize. Bendeniz sabah erkenden kalkıp kahvaltımı ettim bile. Bugün blogda pek fazla görmediğiniz türde bir inceleme yazısı yazıyorum."PEELİNG JELLER " 


İlk olarak hiç beğenmediğim, sevmediğim hatta nefret ettiğim jelden  başlamak istiyorum. 

Neutrogena Pembe Greyfurt Günlük Peeling Jel:  

vaadetlerinden ilki sivilce azalmasına yardımcı olduğu ancak azalmak bir yana bende tam tersi bir etki yapıyor. Her uyguladığımda sivilce yaptı ve kızarıklıklar neden oldu. Kokusu da deterjan gibi geliyor bana. Diğer peelingler gibi tanecikleri bir yapısı var.  A101den 10tl'ye almıştım. Büyük ihtimalle çöpe gidecek. 

Neutrogena Siyah Nokta Temizleyici Peeling Jel:

Bunu öncekine nispeten daha çok beğendim. Kısmen işe yarıyor. En azından bitene kadar kullanırım bunu. Pembe greyfurta göre katı ve kremsi bir yapısı var. Özellikle siyah noktanın bolca olduğu burnuma uyguluyorum. Bununda kokusu bir garip. Bunu da A101den 10tl'ye almıştım. Bazı A101lerde  hala var. 

Garnier Saf&Temiz 3'ü 1arada:

Oldukça popüler olan bu ürünü herkes biliyor sanırım. Çok çok büyük etkileri olmamakla beraber temiz ve ferah hissettirdiği için sürekli kullanıyorum. Özellikle benim gibi karma/yağlı bir cildiniz varsa bu ürünü seveceksiniz. Kokusu da salatalık gibi kokuyor. Yapısı ise kremsi bir yapıda ve taneciklere sahip bu yüzden maske yerine kullanınca bile peeling etkisi yapıyor. A101 ve Bimlerde 10tl'ye satılıyor. 

Sizin yorumlarınız neler?  Önerileriz var mı? Cevaplarınızı bekliyorum. 
Sevgilerle... 






Günaydınlar efendim. Mutlu pazarlar diliyorum hepinize. Bendeniz sabah erkenden kalkıp kahvaltımı ettim bile. Bugün blogda pek fazla görmediğiniz türde bir inceleme yazısı yazıyorum."PEELİNG JELLER "  İlk olarak hiç beğenmediğim, sevmediğim hatta nefret ettiğim jelden  başlamak istiyorum.  Neutrogena Pembe Greyfurt Günlük Peeling Jel:   vaadetlerinden ilki sivilce azalmasına yardı...

devamını oku
PAYLAŞ:

3 Eki 2015

MUTLULUK ARAYIŞI

Merhaba :) hepinize iyi haftasonları diliyorum. Gerçekten oradan oraya koşma ile geçen bir haftanın sonu herkese iyi gelecektir...

Tabii birde benim gibi hafta boyunca hiçbirşeye yapmayan her gününü haftasonu gibi yaşayan dünyaya gözleri ile değil bilgisayar, tablet, telefon benzeri cihaz ekranlarından bakan mutsuz arayış içinde boşlukta hissedenler de var. Bugün youtube amaçsızca dolaşırken önüme çıkan bir video izledim. Durumumun özetini geçiyordu resmen. Videoda benim nerdeyse artık hiç yapmadığım bir yol gösteriyor.

Çaba!!! 

Bir sonuca ulaşamazsanız bile deneyin diyor. Anlatıcı Nouman Ali Kaan esprili bir dili var. Bazıları ön yargılı yaklaşabilir. Ama izlemekle hiçbir şey kaybetmiyoruz...
Sevgilerle...


Merhaba :) hepinize iyi haftasonları diliyorum. Gerçekten oradan oraya koşma ile geçen bir haftanın sonu herkese iyi gelecektir... Tabii birde benim gibi hafta boyunca hiçbirşeye yapmayan her gününü haftasonu gibi yaşayan dünyaya gözleri ile değil bilgisayar, tablet, telefon benzeri cihaz ekranlarından bakan mutsuz arayış içinde boşlukta hissedenler de var. Bugün youtube amaçsızca dolaşırken önü...

devamını oku
PAYLAŞ:

30 Eyl 2015

YÜZ TEMİZLEME CİHAZI

Merhabalar.Ben bir türlü giriş paragrafı yazamıyorum.Direkt bodoslama girince de kendimi bir garip hissediyorum.Maalesef yeni bir giriş bulana kadar direkt girmelerime katlanacaksınız.


İnstagram hesabımı takip edenler bilir.2 hafta önce bu cihazı almıştım ve 2 hafta boyunca düzenli olarak denedim.Öncelikle cihazın özelliklerinden bahsetmek istiyorum. 5 farklı başlığı olan bu yüz temizleme cihazı hepsiburada.com'da 10,90tl fiyatına satılıyor.Ürün 2 adet Kalem(AA) pil ile çalışıyor. 2 haftadır piller hala bitmedi.Başlıklar kolay çıkıp kolay takılıyor.



Ben ürünü Garnier Saf&Temiz Neem ile birlikte kullandım.Ara sırada peeling başlığını Garnier Saf&Temiz 3'ü 1 arada ile kullandım.Fırçaları ıslatıyorum.Fotoğraflarda fırçaya jeli döktüm ama genelde yüzüme uygulayıp aslından ıslak fırçayı vuruyorum.Temizleme fırçası oldukça yumuşak yüzümü hiç tahriş etmedi.Kullandıktan sonra kendimi oldukça temiz hissettim.ayrıca burnumda ki siyah noktalarında yumuşadığını gördüm. 1 kezde kız kardeşim denemişti.Ben hiç makyaj yapmam ama o çok miktarda ve sürekli yaptığı için ondaki etkisi daha farklı oldu.Makyaj arta kalanlar aktı.Rengi açıldı kızın :)

Sonuç olarak tam fiyat-perfonmans ürünü yani fiyatına göre çok iş yapıyor.Ama çok mu gerekli derseniz değil.Eliniz bu işi gayet iyi beceriyor zaten.Merak ediyorsanız ve çok denemek istiyorsanız en azından bunun gibi düşük fiyatlı bir ürün alın ki sonrasında köşeye atarsanız zararı olmasın.

Sizler ne düşünüyorsunuz? Önerileriniz var mı? Lütfen yazın
Sevgiler...


Merhabalar.Ben bir türlü giriş paragrafı yazamıyorum.Direkt bodoslama girince de kendimi bir garip hissediyorum.Maalesef yeni bir giriş bulana kadar direkt girmelerime katlanacaksınız. İnstagram hesabımı takip edenler bilir.2 hafta önce bu cihazı almıştım ve 2 hafta boyunca düzenli olarak denedim.Öncelikle cihazın özelliklerinden bahsetmek istiyorum. 5 farklı başlığı olan bu yüz temizleme c...

devamını oku
PAYLAŞ:

26 Eyl 2015

HAYIRLI BAYRAMLAR

Merhabalar efendim nasılsınız? afiyettesinizdir inşallah hepiniz.Ben mi canım bana her gün bayram :)
Gerçekten bayramın benim için diğer günlerden hiç bir farkı yok.Üzerimi bile değişmiyorum düşününün o kadar normal.Dışarı çıkmayı pek sevmiyorum.Açıkçası laf sokulan o sohbet havasındaki iğneleme seanslarını hiç çekemem.Giyinmeyi süslenmeyi de sevmiyorum.Giyinene kadar hevesim kaçıyor.Sizler benim yerime de gezin olur mu ballarım,Milango çikolatalarım :)

Merhabalar efendim nasılsınız? afiyettesinizdir inşallah hepiniz.Ben mi canım bana her gün bayram :) Gerçekten bayramın benim için diğer günlerden hiç bir farkı yok.Üzerimi bile değişmiyorum düşününün o kadar normal.Dışarı çıkmayı pek sevmiyorum.Açıkçası laf sokulan o sohbet havasındaki iğneleme seanslarını hiç çekemem.Giyinmeyi süslenmeyi de sevmiyorum.Giyinene kadar hevesim kaçıyor.Sizler benim...

devamını oku
PAYLAŞ:

23 Eyl 2015

PembeSmokin Blog| Haliç Cafe - Seyr-i İstanbul Rezaleti

Merhaba geçenlerde pembesmokinin ev sahipliği yaptığı bir etkinlikte bloggerlar arkadaşlarımızın maruz kaldığı rezaleti sizler ile paylaşıyorum. Lütfen bu tür mekanlara pabuç bırakmayalım
 *******
Merhabalar
İki gündür etkinlikle ilgili muhteşem detaylar paylaştım sizlerle... Bu paylaşımım ise son detay olacak. İlk olarak güzel, eğlenceli her şeyi paylaşmak istedim. Etkinliğimiz gerçek anlamda güzel geçti. Çok eğlendik hatta herkes memnun kaldı. Mekana ve mekan sahibine rağmen çok eğlendik. 
Biliyorum ki bunları okuduktan sonra "Nasıl Sabrettiniz?" diyeceksiniz. Biz ev sahibi olduğumuz için sabrettik. Davetlilerimiz ise bizler bu kadar uğraşıp didinip ortaya bir şeyler çıkartmışken üzülmeyelim diye sabrettiler. Birbirimizi sakinleştirip sonuna kadar dayandık. Sonu çok hoş olmasa da biz dediğim gibi birbirimizle tanıştığımız için çok memnun ayrıldık. En azından davetlilerimin paylaşımlarında bunu görebiliyorum. 


Her şeyi tek tek başından anlatmak istiyorum ki mekanla ilgili kararlarınızı verirken beni anlamış olun isterim.
İstanbul Blogger Coffee Break Etkinliği'ni planlarken ilk olarak mekandan başlamamız gerekiyordu. Mekana göre tarih belirlemek amacındaydık. Herkese bilgilendirme maili atmalıydık. Sponsor aramak gibi bir lüksümüz olamazdı. Her şey acele ilerlemeliydi. Çünkü zamanımız dar, önümüz bayramdı. Ona göre katılımcıları belirlemek amacındaydık. Başladık mekan arayışlarına...
Bir kaç mekan ile görüştüm. Yer uymadı, zaman uymadı, kişi sayısı fazla geldi derken üniversitede çok sık gittiğim ve o zamanlar gayet memnun kaldığım bu mekan geldi aklıma. Hem tarihi dokusu hemde muhteşem İstanbul manzarasını düşünerek mekanla anlaşmaya karar verdik. İlk görüşmemiz telefon ile oldu. Mekan sahibi Kasım Yenidünya ile görüştük. Bizi memnuniyetle ağırlayabileceğini söyledi. Biz yine de emin olmak adına Tuğçe ile birlikte mekana gittik. Ulaşım zaten ayrı bir sorun teşkil edecekti. Fakat biz mekanın güzel olması adına bu zorlu yolu davetlilerimizle aşabileceğimizi düşündük. Kasım Bey mekanda olamayacağını ve sanırım halkla ilişkiler ile ilgilendiğini söylediği Arzu Hanım'ı yönlendireceğini bildirdi. Oraya gittiğimizde Arzu Hanım bizi bekliyordu. Detayları telefonda konuşmuş olduğumuz gibi tekrar belirterek sorduk. Sorularımız şunlardı.
1-) Belirli bir menü ya da kahvaltı alsak bize fiyat verilebilir mi?
Fix menü olarak tercih yapmamıza gerek olmadığı, herkesin yediği ve içtiğini ödeyebileceğini belirttiler. Hatta üst katının otel olarak kullanıldığı için cafe bölümünü haftasonları açtıklarını ve genellikle sabah brunch olduğunu belirttiler. Belirli bir fiyat olarak menülerdeki fiyatların geçerli olduğu söylendi. A la carte olarak tercihimizi belirledik.
2-) Mekana getirelecek hediyeler sorun teşkil edecek mi? (Pasta, Cupcake... vs.)
Bu bir blogger toplantısı olduğu için sponsorların getireceği yiyeceklerin bir sıkıntısı olmayacağı belirtildi.
3-) Hangi gün ve saat kaç etkinliğimizi gerçekleştirebiliriz ve hazırlık detayları için bizi saat kaçta kabul edebilirsiniz?
Hafta sonu olduğu ve sabah kahvaltıları verdiklerini söylediler bu yüzden etkinliği ancak saat 13.00 gibi başlatabileceklerini belirttiler. 
4-) Ödemeleri nasıl alacaksınız?
Herkesin isim kartına numaralar yazılıp bu şekilde adisyonların her kişiyi bir masa gibi değerlendirileceğini ve numaralara göre ödeme yapılacağı şeklinde anlaşıldı. 
5-) Masa düzenlemesini nasıl yapabiliriz?
Saat 12,00 itibariyle mekana gelip organizasyon hazırlıklarına başlayabileceğimizi belirttiler.

Bununla birlikte böyle bir etkinlik olduğu için mekana bizlerden başka kimseyi almayacaklarını eklediler. Çok teşekkür ederek mekandan ayrıldık.

Açıkçası mekanla ilgili bu kadar detayın olumlu olması beni biraz huylandırdı. Ama sonradan abarttığımı düşündüm. Yine de her detayı tekrar konuşmak için Tuğçe etkinlikten iki gün önce bu detayları Kasım Bey ile tekrar konuşmak için telefon etti. Her şey yolunda ve mekan bizleri bekliyordu.

Ve etkinlik günü...

Mekana 12.30 civarında etkinlik ev sahibi olarak masaları hazırlamak üzere biz gittik. Mekanda hala kahvaltı edenler vardı. Bize saat 12.00 için söz verilmişti. Mekan sahibine ısrar etmesek masalarımızı yerleştirmeyecekti.
Masaları ayrı ayrı yerleştirdi. on kişi bir tarafa diğer on kişi bir tarafa şeklinde bir oturma düzeni ayarlandı. Bu hiç istemediğimiz bir şey oldu. İnsanların birbirinden ayrılmasını hiç istemedik. Fakat yine de ses çıkartmadık. 
Sponsor firmalarımız mekana geldiler ve ürünlerini getirmeye başladılar. Aynı zamanda yavaş yavaş davetlilerimiz gelmeye başladı. Açılış konuşmamızdan sonra Kasım Bey biz etkinlik sahiplerini el işaretleri ile yanına çağırdı. Gittik.
"Bu mekanda bu kadar kişi bu şekilde bir etkinlik düzenleyemezsiniz. Bunun için biz 5000 TL alıyoruz. Hadi sizin için 1000 TL olsun." tarzında bir söylemle bizlere Sultanahmet Köfte (3 adet), salata ve bir adet içecekten oluşan menüsünün 50 TL olacağını söyledi. Şok olduk. Biz bunu ilk gün konuşmaya zaten gelmiştik. İnsanlar geldiğinde bunu nasıl söyleyebilirdi?
Mecburen kızlarla bu durumu paylaşmak zorunda kaldık. Tabi ki ben dahil kimse bunu kabul etmedi. Herkes yeni kahvaltı etmiş ve mekana gelmişti ve hiç kimse onun belirlediği menüyü yemek zorunda da değildi.
Yanına gittiğimizde bize "Beni ilgilendirmez ne yeyip içerseniz için bana bin lira para toplayacaksınız!"dedi.
Resmen bizden para kopartmaya çalıştı. Tuğçe'ye bir kalem ve bir kağıt uzatarak sipariş almasını emretti. Tuğçe sıkıntı olmaması adına kızlardan sipariş aldı ve siparişlerini garson gibi elleri ile dağıttı. Limonata, kahve, ve salataları gördüm. İnanın biz siparişi verdikten sonra gidip limon ve marul aldı. Ellerinde içeri girerken gördük. Limonları yine görebileceğimiz bir yerde sıkıp buzdolabının buzluğunda soğuttu. Limonatalar berbattı. Ben içmesemde arkadaşlarımın anlattığı ile bunun böyle olduğunu söyleyebilirim. Hatta ton balıklı salatamda ne bir sos ne bir tuz vardı. İçeriği marul ve ton balığından oluşan salatamı yarım bırakıp pasta ile doydum. 
Arkadaşlarımızdan birisi limonatayı beğenmediğini söylediğinde Kasım Bey kızın bardağına uzanıp terbiyesizce limonatayı kendi içip bardağı önüne koydu. Sanki beğenmek zorundaymışız gibi.
Sonra bize gelip "Bunlarda hiç bir şey beğenmiyor. Söyleyin onlara başlatmasınlar..." cümlesini kurdu.
Biz ev sahipleri olarak yansıtmamaya modumuzu düşürmeden hareket etmeye çalıştık. 
Birazdan gelip tuvaleti kilitlediğini. Hiç kimsenin tuvalete giremeyeceğini söylememizi belirtti. Bursa'dan gelen arkadaşımız vardı ve giyinebileceği tek yer orasıydı. Onu da kilitledi. 
Daha önceden bir mekanda doğum günü kutladıysanız mekana getirilen pastanın mekan tarafından sunumunun yapılarak, üfletildikten sonra alınıp servis yapıldığını bilirsiniz. Biz servisimizi kendimiz yaptık. Bize sadece tabak ve bıçak verildi. Verilirkende "Ne kadar da çok şey istiyorsunuz!!" gibi cümleler...
Tam hediyeleri dağıtacakken Kasım Bey yanıma gelip "Bu mekanı 16.30'da terkedin." dedi. Halbuki herkes bir şeyler yeyip içiyordu. Ara vermeden nasıl bir şeyler yeyip içebiliriz ki? 
Hızlıca hediyeleri dağıttık kızlara her şeyi açıkladık. Zaten farkındalardı. Çok mahçup olmuştuk ama toparlanabilirdi. Ta ki çıkış zamanımıza kadar...
Kızlara mekan sahibinin asıldığını gözlerimle gördüm. Hatta arkadaşlarımdan biri pazarlık aşamasında "abicim" tabirini kullandı ve cevabı "Ben sana asılıyorum. Sen bana abi mi diyorsun?" oldu.

Çıkışta bir kaç arkadaşım kredi kartı ile ödeme yapmak istediğini belirtti. Sonuçta mekan öyle on lira verilip bir şeyler içilecek bir yer değil. O iğrenç limonatası bile sanırım 20 Liraydı. En son Bağdat Caddesi civarında bu parayı bir limonataya verdiğimi hatırlıyorum ki mekan mis gibi muhteşem bir mekandı. Ayrıca kredi kartı ile ödeme yapabilir. Herkes yanında nakit taşımak zorunda da değil!
Pos makinesi önümüzdeyken kredi kartı geçmediğini söyledi. Arkadaşlarınıza söyleyin gibi bir laf etti. Ödemeyi biz alacakmışız gibi davranışlar sergilemeye başladı. Kızlardan biri "Nasıl anlamadım?" gibi bir cümle kurdu ve Kasım Bey'in cevabı "Özürlü müsün anlamadın?"
"Beyinsiz misin?" 
O dakikaya kadar her şeyi toparlamaya çalıştım. Fakat benim artık dayanacak halim kalmamıştı...  Kasım Bey'e terbiyeli olmasını ve biraz daha ısrar ederse polis çağıracağımı belirttim. 
Son olarak arabamın anahtarını vermiyorlardı. Zorla ellerinden aldım. Zaten otopark için para istediler 20 TL gibi bir para verdim ve arabam mekanın önünde daracık sokakta park halindeydi. Arabamın anahtarını nasıl veremez.
Ben uzun süredir sosyal hayatı dibine kadar yaşadım. Üniversitedeki parasızlık dönemlerinde gidilen mekanlardan, en lüks en pahalı mekanlara kadar gördüm. Fakat görmediğim bir şey var ben böyle bir terbiyesizlik, ahlaksızlık, paraya düşkünlük görmedim.
Böyle bir durumda tarih dokusu bir pislik kokusuna, İstanbul manzarası ise bir çöp yığınına dönüştü tabi... Böyle bir mekan sahibi nasıl olabilir? Eşi ile işlettiğini söylediği bu mekanı nasıl bir pislikle ayakta tutabiliyor? Yanında korkuluk gibi diktiği Arzu Hanım tüm söylediği cümleleri ve verdiği sözleri nasıl yutabildi. Bir insanın gözüne baka baka bu denli bir yalan para için nasıl söylenebilir?
Ben İstanbul Eyüp Sultan'da mahalle kültürü ile büyüdüm. Benim büyüdüğüm yer ve haricindeki bir çok yerde  bakkal dahi esnaflığı bilir bunlar nasıl insanlar olmuşlar anlamadım... 370 TL olan toplam hesabı kabartıp 480 lira yapan zeka siparişleri Tuğçe'nin aldığını ve fiyatları da durmadan bize para sorduğu için gayet iyi bildiğini unutmuş ki önümüze getirdiğinde kızlara "İsteyen ödemeyebilir arkadaşlar" cümlesini kurabildik. 
Anlayacağınız ben bu terbiyesizlikleri onların yanına bırakmayacağım. Asla ve asla bu mekana adımınızı dahi atmayın. Süleymaniye Camii etrafına yolunuz düşerse bahsettiğim yer oraya çok yakın yanından dahi geçmeyin. Blogumda mekan, gezi.. vs yazıları paylaşmamama rağmen bunu paylaşma gereği duydum. Çünkü hiç bir insanın böyle insanların yanında ezilmesini istemem. Bunlar paranın kölesi olmuş ve onun için kendilerini dahi satabilecek özellikler edinmiş insanlar... Allah hepsini ıslah etsin 
Kasım Bey'in söylediği bir söz vardı;

"Siz buraya ait müşteri olamazsınız, burası size göre değil!" dedi çıkarken bize... Doğru söyledi. Biz öyle pislik bir mekanın müşterisi olamayız. Onun eldivensiz elleri ile belki mikrop içerisinde sıktığı limonataları içebilecek ve hatta beğenmediğimizde gelip kendisinin içmesini seyredecek ve hatta onun kişisel anlamda bize ettiği küfürlere ve hakaretler kulak tıkayacak kalitede değiliz... 

Merhaba geçenlerde pembesmokinin ev sahipliği yaptığı bir etkinlikte bloggerlar arkadaşlarımızın maruz kaldığı rezaleti sizler ile paylaşıyorum. Lütfen bu tür mekanlara pabuç bırakmayalım  ******* Merhabalar İki gündür etkinlikle ilgili muhteşem detaylar paylaştım sizlerle... Bu paylaşımım ise son detay olacak. İlk olarak güzel, eğlenceli her şeyi paylaşmak istedim. Etkinliğimiz gerçek anlamda...

devamını oku
PAYLAŞ: