31 Ara 2016

MİM |Geriye Bakış 2016 & 2017'den Neler İstiyorsun?



Merhaba. Nasılsınız bakalım? Ben bilmiyorum nasıl hissettiğimi. Yepyeni bir yıl başlıyor değil mi? Yeni dileklerim, umutlarım olmalıydı. İşte o iş öyle olmuyor. Sadece takvimde bir sayı artıyor. Saat 00.01 olduğunda hayat kaldığı yerden devam ediyor. 

Geçen 1 yıla baktığımda ilk gördüğüm yaşadığımız acılar oluyor ister istemez. Terör saldırıları, darbe, çocuk istismarı, kadına şiddet, akla mantığa uymaz yasa tasarıları. Sadece bizim acılarımız da değil. Arakanlı çocuğun feryatları, Haleplilerin zor halleri... 

Ardından kendime bakıyorum. Okulu uzatmam, doğru düzgün yazamamam, elimi attığım herşeyin kuruması, planladığım hiçbir şeyi yapamamam, bitmeyip katlanan sinirim, acılar... 

Ama bu yıl hep kötü mü geçti hayır birçok güzel hadise yaşadım. Mesela özellikle blogda bir çok değerli arkadaş edindim. Konuştuk, hediyeleştik, dertleştik... Anları paylaştığım her bir arkadaşıma teşekkür ederim. Mesela Zoka, hayatta kendi seçtiğim kardeşim diyorum artık ona. Çok akıllı, çok değerli, çok tatlı arkadaşım iyi ki varsın. Sonra senden benden bizden, ablası gibi hissediyorum kendimi. Çok zarif, çok güzel maşallah çok düşünceli arkadaşım benim sende iyi ki varsın. Sonra Kerimem, ona ayrı bayılıyorum kızı eloşa ayrı. İkisini de çok seviyorum ana kız iyi ki var. Tabii ki Mayısım, öğreticiliği, tatlılığı, sende iyi ki varsın Birtanem. Sonra Saliha, Deeptone, Büşra, destino, Değmesin yağlı boya ve diğer değerli arkadaşlarım hepiniz çok değerlisiniz. Ayrıca Gazeteci N.G ye yaptığınız her şey için çok teşekkür ederim. İyi ki sizi takip etmiş ve yazmışım efendim.  İyi ki varsınız 

Güzel yazılar yazdım ama sayılarını tutmak pek bana göre değil :) güzel yorumlar aldım ve yazdım. Tüm bunlar içinde sebep olduğunuz için ayrıca teşekkür ederim. 

Gelelim 2017'den ne istiyorsun? Aslında 2017de Allah'tan ne istiyorum? 

İlk olarak insanlığın mutlu huzurlu barış içinde yaşamasını istiyorum. Artık kimse acı çekmesin...

Artık değişmek istiyorum. Olmak istediğim gibi biri olmak istiyorum. 

Hayırlısıyla bir meslek sahibi olmak istiyorum. Bu bir çok şeyin başlangıcı olacak. 

Hayırlısıyla okulu daha fazla uzatmadan bitirmek istiyorum. 

Hayırlısıyla yeni bir ev, şehir, yaşam  istiyorum. Uzun zamandır hayalini kurduğum bir istek bu. 

Tüm isteklerim bu kadardı. İnşallah hepimizin iyi dilekleri bütün dilekleri gerçekleşir. Hepimiz çok mutlu huzurlu ve sağlıklı bir yıl geçiririz :) 

Seneye görüşürüz. 





devamını oku
PAYLAŞ:

30 Ara 2016

YILBAŞI ÇEKİLİŞİ | KİTAP(8 OCAK SON GÜN)

Merhaba arkadaşlar :) Bugün nasılsınız bakalım?  Baktım ki 2017 kapıya dayandı, herkes hediyeleşiyor canım çekti benim de :) Gerçi keşke bunu yıl başı gelmeden yapsaydım aman artık 2017 ilk haftası olacak :)) Zaten amaç yılbaşını kutlamak değil hediyeleşmek :) 

Öyle beni şuradan buradan venüsten takip edin yada resmi şurada burada odanızın duvarında paylaşın gibi bin ton şartım yok  :)) Ama baktım bazı arkadaşlar sonradan takipi bırakanı tehdit ediyor bende neyim eksik dedim bir tetikçi tuttum :D göze alarak gelin lütfen 

Tek şart Gfcden takip etmeniz ve katıldığınızı anlamam için yorum bırakmanız bu kadar :) Ama derseniz ki bana 1 hak yetmez sosyal medya hesaplarınızda  paylaşım yapabilirsiniz :) tabii ki yine haberdar olmam için etiketlemelisiniz  hayrınıza takip de debilirsiniz :) Ama şart değil her paylaşım 1 hak yerine sayacağım 

Hepinize iyi şanslar :)
Not: Kitap tek başına olmayacak :) küçük sürpriz hediyelerim var :) 







devamını oku
PAYLAŞ:

25 Ara 2016

ÖLMEDEN ÖNCE YAPMAK İSTEDİKLERİM

Merhaba. Bugün nasılsınız bakalım?  Şahane bir kahvaltı edip kitabınızı alıp köşeye mi geçtiniz? Yoksa daha yeni mi uyandınız? Belkide bir türlü izleyemediğiniz diziyi izliyorsunuz :) 

Ben bugün umutlu uyandım ardından ıvır zıvır şeylerle uğraşırken uzun zamandır yazmayı istediğim bu yazıyı yazmak istedim. Hatta bir süre önce pinterestte bir liste oluşturdum. Malum ne zaman nasıl öleceğimiz belli değil. Ne zaman geleceği belli olmayan bir günden önce istediğim her şeyi yapmak istiyorum.


Ölmeden önce yapılması gerekenlerin ilki öbür tarafa hazırlık ne de olsa. Umreye de gitmek güzel olur ama benim asıl istediğim hacc vazifesini yerine getirmek.


Aslında bu maddeyi gerçekleştirdim. Ama 1 kez daha gitmek ve istediğim her kitabı almak istiyorum.



Bilenleriniz vardır okulu uzattım. İnşallah seneye mezun olmak istiyorum. 7 senede tamamlama hakkı var fakat o kadar olmasın :)


Bu maddeyi daha önceki bir yazımda yazmıştım. Şimdilik bir plağım var. Bir koleksiyon yapmayı umuyorum.


Bitirip çerçeveletmek istiyorum. Gri bir duvarın üstüne kaplumbağa terbiyecisi puzzle tablosunu düşünsenize...



El yazım güzel olmasa da duygularımı daha iyi yansıttığımı düşünüyorum. Mesela sinirliysem harfler birbiri ile çatışıyor. Çok sakinsem başlarını eğiyorlar. İtalik yazıyorum. Bu yüzden elimle yazmayı seviyorum. Aynı şekilde okumayı da seviyorum. Karşımdakinin karakterini okuyorum böylece.



Fotoğraf çekmeyi çok seviyorum. Anları yakalamak sonrasında o anların seyyahı olmak harika bir şey. Kaliteli bir çekim daha iyi olacak.


Gerçi bunu bir kaç defa gerçekleştirdim ama insanları mutlu edebilmeyi tekrar isterim :) 


Kaybolmak gibi bir tehlikesi olsada hiç bilmediğim bir yerde bir sokakta sek sek oynamak isterdim. 


Kendi kendini açıklayan bir madde oldu bu :) boyumun 1.67 olduğunu düşünürsek aşağı yukarı - benim kıt hesabımla- 500 kitap ediyor. Okumuşumdur diye düşünüyorum ama tamda emin değilim en iyisi listesini yazmaya başlayayım 

Şimdilik böyle. İlerleyen günlerde güncelleyeceğim inşallah :) sizlerinde listelerinizi öğrenmek isterim. İyi akşamlar dilerim 




devamını oku
PAYLAŞ:

21 Ara 2016

BİTENLER

Merhaba.Nasılsınız bugün. Ben perşembeye dolayısı ile dersimin olmadığı güne vardığımız için mutluyum. Şu vakitler çoğumuzun evine döndüğü saatler hadi alın çayınızı kahvenizi sohbet edelim :) 

Gelelim bugünün konusuna. Bazı bloglarda görmüşsünüzdür.Bitenlerin fotoğrafını çekip tek tek yorumlayıp paylaşıyorlar.Bugün ona benzer bir şey yazacağım bende. Bitmelerinden rahatsız olduğum şeyler olacak çoğunlukla.


KOMŞULUK: İlk maddenin ilham kaynağı benim nenem(babaannem).Dün Ekintürk'de-sizlerde dinleyen var mı bilmem ama bizim dertli nağme severler topluluğunun favori kanalı-kendisi bir yazı dinlemiş.Ondan bahsederken komşuluğa geldik.Eskiden komşular kız kardeş gibiymiş.Birbirlerine yardım eder,en yakın sırdaşı olurlarmış. Komşu komşudan elindekini esirgemez,çok güvenirlermiş.Çocuklarını emanet edenlerde varmış,parasını da. Şimdi ise özellikle büyük şehirlerde karşı komşusunu bile tanımayan insanlar var.Nereye gidiyor halimiz?

GÜVEN: Eskiden yıkılması zor bir şeyken şimdi sağlanması zor hale gelen duygu.Hatta çoğu zaman savunmasız kalmakla aynı anlama geldiği düşünülüyor.Halbuki güven sırtını dayamaktır. Bunu çok çabuk unuttuk.Devşirilmiş sosyal hayatımızın bir götürüsü bu aslında.Paranoya bireyler haline geldik. Öyle bir haldeyiz ki güven telefonunuzun şifresine bağlı hale geldi.

SAYGI: Sadece büyüklere saygı değil biten.İki akranın bir birbirine olan saygısı da bitti. Özellikle 2000'lerde doğan şimdi 15-16 yaşında olan kuşağın konuşmalarına hiç denk geldiniz mi? Birbirlerine küfür etmeyi hitap haline getirmişler.Gerçi her cümlelerinin sonuna da bir küfür koyuyorlar.Açıkçası yetiştirecekleri kuşağı düşünemiyorum bile. 

NEZAKET:  Yine nenemin katkıda bulunduğu bir madde.Diyor ki eskiden büyükler konuşur küçükler dinlerdi.Gençlerimize evlilik bahsi edince utanırlardı.Şimdi sevgili oluyor tanıştırıyorlar. Eskiden hatır vardı. Birinin ölüsü olsa-bebek dahi olsa- hatırını tutar yemek götürür evin halkına hizmet ederdik. Cenazeden sonra yemeğe çağırır banyo yaptırırdık(eskiden yastan çıkarmak için yakınları öyle yaparmış).Şimdi ise ha insan ölmüş ha bir tavuk. 

MERHAMET: Yine nenemin en şikayetçi olduğu konu merhametin de kaybolması.Şu satırları yazarken bile kendisini dinliyorum.İlk cümlesi karısını sevgilisini öldüren erkeklere saymak oluyor. Ya boşanınca ya kadın evlenince öldürüyorlar.Eskiden merhamet vardı.Ayrılan olursa kendi yollarına giderdi,alacaklı borçluyu tutup vuruyor eskiden yoktu böyle şeyler kızım  diyor. Dediklerini düşünüyorum da şimdi merhamet kayıp gerçekten de.

VEFA: Vefa da bitti ne yazık ki.Şimdi insanı insana bağlayan hiç bir şey kalmadı.Vefa denilince aklıma hep Hz.Ömer'in yaşamış olduğu iki hadise aklıma gelir.Son olarak birini paylaşmak istiyorum. İçerisinde bir diğer sahabe Ebu Zerr el-Gifari'nin bulunduğu bir hadise bu.Kendisini de bir defa olsun araştırmanızı isterim:)

Hz. Ömer (r.a.)’in halifeliği zamanında, iki genç, bir genci iki kolundan sıkıca tutup halifenin huzuruna getirmişlerdi.Halife Ömer (r.a.):— Söyleyin, derdiniz nedir? Bu delikanlının ne suçu var da, böyle sıkıca tutup buraya getirdiniz? diye sordu.Delikanlının ellerinden tutan iki gençten biri konuşmaya başladı:— Ya Emîr’el-Mü’mminin! Bu genç bizim babamızı öldürdü. Biz de adl-i ilâhî’nin tatbiki için huzurunuza getirdik. Babamızın bir suçu olmadığı kanaatındayız. Çünkü babamız, etrafta sevilip hatırı sayılan bir insandı. Buna ne lâzım geliyorsa tatbikini sizden istiyoruz, dediler.Hazreti Peygamberimizin adalet sıfatına varis olan Hazreti Ömer, o gence:— Doğru mu söylüyorlar? Eğer doğru söylüyorlarsa söyleyeceklerin nedir? buyurdu.Genç, kendisim getirenlerin söylediklerinin doğru olduğunu, ancak hadiseyi anlatmak istediğini söyleyip müsaade aldıktan, sonra konuşmaya başladı:— Ya Emir-el Mü’ininîn! Ben bir köylüyüm. Buraya (Medine’ye) Nebiyyi zişan Efendimizin kabr-i Şerifini ziyarete geldim. Çünkü Peygamberimiz: «Benim kabrimi ziyaret eden beni ziyaret etmiş gibidir» buyurmaktadır. Medine civarına geldiğimde hurmalık yakınında abdest bozmam icabetti. Atımdan inip abdest tazelemek için meşgul olurken, atımın bir ağacın dalından koparmakta olduğunu gördüm. Abdesti bırakıp hemen ata koştum. Lâkin o anda karşıdan yaşlı bir adam bana karşı bağırarak geliyordu. Biraz yaklaştıktan sonra, elindeki taşla atıma vurdu ve at düşüp öldü. Atımı çok severdim… Dayanamadım, ben de onun ata vurduğu taşı alıp kendisine fırlattım. Bir de baktım ki, eceli gelmiş olacak adam da öldü. Ben o anda kaçmak isteseydim kaçardım. Fakat ben Allah’a ve ahiret gününe inanmış bir kimseyim. Cezam ne ise onu dünyada çekmeye razıyım. Hükm-ü ilâhî ne ise tatbik edilir, diyerek gayet soğukkanlılıkla başından geçenleri anlattı.Hazreti Ömer (r.a.) gencin anlattığına göre kısas lâzım geldiğini ve idam edileceğini bildirdi. Genç bu hüküm karşısında gene hiç itiraz etmek şöyle dursun, bir mazeret bile beyan etmeden:— Evet! Şeriatın emri ne ise ben, ona razıyım. Sizin adaletinize de hiç bir itirazım olamaz. Yalnız sizden bir ricam olacak, o da; benim bakmakla yükümlü olduğum bir yetim var. Onun bana teslim edilen altınlarını ben, bahçemde bir yere gömmüştüm. Şimdi onun yerini benden başka kimse bilmemekte, bana üç gün müsaade edin de, o yetimin malını kendisine teslim edip geleyim. Belki huzur-u ilâhîde ma’zur olabilirim, elimde olmadığı için teslim edemedim derim ama, o yetimin dünyada bundan mahrum olmaması için kendisine teslim etmem daha iyi olur, der.Hazreti Ömer— Sen şu anda mahkûmsun, müsaade etmemiz mümkün değildir. Belki kaçarsın, dedi.Genç kaçmayacağına dair söz verip kaçmak istese daha evvel kaçmaya teşebbüs edebileceğini söyledi ise de Halife:— Sizi salıvermemiz imkânsızdır. Ancak bir kefil olursa o zaman bırakabiliriz, buyurdu.Bunun üzerine genç, orada bulunan Ashab üzerinde bir göz gezdirdikten sonra; Ebû Zerril Gıfari hazretlerini göstererek:— Bu zat bana kefil olur, dedi. Bu sefer Hazreti Ömer:— Ya Eba Zerr kefilliği kabul ediyor musun? diye sordu. Ebu Zer (r.a.):— Evet, kefil oluyorum. Bu çocuğun üç güne kadar dönüp teslim olacağına inanıyorum, dedi.Genci serbest bıraktılar, üç gün içinde gidip geri gelmek üzere müsaade isteyerek ayrıldı. Üçüncü gün olunca, ölen adamın çocukları Ebu Zer Hazretlerine: «Ya Ebu Zer! Kefil olduğun adam gelmedi. Kim olduğunu bilmediğin bir kimseye, nasıl kefil oluyorsun. Adam bir kere ölümden kurtuldu, bir daha geri gelir mi?» diyerek Ebu Zer Hazretlerini sıkıştırıyorlardı.Ebu Zer Hazretleri:— Daha üç gün dolmadı. Eğer üç gün dolar, genç de geri gelmezse, şeriatın emri ne ise bana tatbik ediniz, buyuruyor ve kefaletine sadık olduğunu söylüyordu. Ashabı Kiramı bir üzüntü kaplamıştı. Çünkü genç gelmeyecek olursa, Ebu Zer Hazretleri onun yerine idam edilecekti.Hazreti Ömer:— Ya Ebu Zer! Eğer vermiş olduğu zamandan sonra gelecek olsa bile, zamanı gelince emri ilâhîyi tatbik eder, hükmü senin üzerinde infaz ederim, buyuruyordu.Bu arada bazı ashap, babası ölen gençlere diyet teklifinde bulundular. Yeter ki Ebu Zer Hazretleri idam edilmesin, diyorlardı. Fakat onlar, bunu kabul etmiyorlar, babamızın katilinin kanı akmadıkça, buradan ayrılmayız diyorlardı. Bu heyecan kasırgası içinde Medine şehri çalkalanırken, bütün mü’minler neticeyi beklemekte idiler, ki tam bu esnada karşıdan bir adamın olanca kuvvetiyle koşarak yaklaşmakta olduğu görüldü. Bu gelen işte o adamdı. Koşarak Huzur-u Halifeye vardı:— Biraz geç kalmakla sizi belki endişelendirmiş olabilirim ama özür dilerim. Görüyorsunuz ki, havalar sıcak, yolumuz uzak, bir binek atım da yok. Ancak gelebildim. Beni mazur görün, dedi.Orada bulunanlar, hakikaten kendisinden ümit kesildiği bir sırada bir adamın koşa koşa ölüme gelmesini taaccüple karşılamışlardı. Hepsi mü’min dediğin, işte böyle olmalı, gibi sözler söylüyorlardı.Halkın hayret ettiğini gören delikanlı:— Merd olan sözünde durur, mü’min olan ahdine vefakâr olur. ölümden kaçmakla kurtulmak mümkün mü? Ben «dünyada ahde vefa kalmadı» sözünü söyletir miyim? deyip hakkında alınan kararın infaz edilmesini beklediğini söyledi.Ebu Zer (r.a.)’dan tanımadığı bir adama nasıl olup da kefil olmayı kabul ettiği ve bu genci tanıyıp tanımadığı sorulduğunda, O da şöyle buyurdu:— Hayır; tanımıyordum. Fakat bu hadise İslam halifesi ve birçok sahabe huzurunda oldu. Ben orada bu teklifi kabul etmeyip de: «Alemde- feraset diye bir şey kalmamış» dedirtir miyim? buyurdu. Bunun üzerine kalplerine bir merhamet gelen gençler de, dâvalarından vazgeçtiler ve kısas istemediklerini bildirdiler. Onlara kısas yerine diyet teklif edildi. Diyet beyt-ül maldan verilecekti. Biz de davamızdan vazgeçtik. Diyet de almayacağız. Dünyada insanlık ve cömertlik kalmadı mı dedirtelim mi? dediler ve sırf Allah rızası için davalarından vazgeçtiklerini bildirip, diyet bile almayacaklarını söyleyerek helâllaştılar ve ağlaştılar.
Fazlasıyla sitem barındırdığının farkındayım.Bugünde böyle olsun . Daha binlerce özlediğim  biten değerlerimiz var.Benim vaktim bu kadarına yetti. Sizlerinde söyleyeceklerinizin olduğunu tahmin ediyorum.

devamını oku
PAYLAŞ:

15 Ara 2016

MELEK OLDULAR...

Az evvel çok acı bir haber aldım. Sergül Kato'nun minik kızı tatlı ve her gördüğümde maşallahları ardarda dizdiğim kızı Efsun melek oldu.  Bir kaç gündür ateş ve ishal şikayeti olan Efsun gece hayatını kaybetmiş. Ancak ölüm sebebi kesin olarak bilinmiyor. Duyduğum ilk andan itibaren gözyaşlarım durmuyor. Bir süre önce yeğenim Eyüp Efeyi kaybettik bizde. Neler hissettiğini tahmin edebiliyorum. Allah sergül ablaya ve onun gibi evladını kaybetmiş her anneye sabır versin.



....

Bu postu güncellemek istemezdim ama Malesef bir meleği daha kaybettik.Ece Akarsu uzun zamandır Lösemi tedavisi görüyordu.Videolarını ve intsgram hesabında çok şirin güzel içerikleri vardı.Bu ona moral oluyordu.Açıkçası hepimiz iyileşmekte olduğunu düşünüyorduk.Ama oda dayanamamış... Allah ailesine sabır versin...



Hiç güncellemek istemediğim bir yayın bu. Ama 1 yıl sonra bir meleği daha yazmak nasipmiş. Aileyi tanıyan biri tarafından bir e-posta geldi öyle haberini aldım. Selma hanım Fedakar altın kalpli bir anne-ydi. Yukarıda gördüğünüz tatlı kızın annesi. Vefat nedenini bilmiyorum ama 1 yıl sonra kalbi ecesizliğe dayanamadı sanırım. Duruvermiş. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah. Ailesine ve sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyorum. Cenazesi bugün (15.12.2016) öğle namazına müteakip Karşıyaka Mezarlığına defnedilecektir. 




devamını oku
PAYLAŞ:

11 Ara 2016

MİM | 2017'ye Doğru Hayaller, Dilekler ve Hedefler

Sevgili Deeptone, Elif ve ne kadar arasamda bulamadığım bir arkadaşım beni mimlemişti. Her zaman ki gibi biraz geç yapıyorum kusura bakmayın. Başlamadan evvel 2017nin 2016 gibi acı olmamasını diliyorum. 

1)Kimse mükemmel değildir ama yine de eksikleri düzeltmek mümkün. Huylu huyundan vazgeçmez mi dersin? Yoksa şu huyumu değiştirsem hiç fena olmaz mı? Nedir o huyun? 2017 için kendinde değiştirmek istediklerin neler?

Alınganlığım ve çabuk sinirlenmem. Kesinlikle ikisini de değiştirmek isterdim. Dışarıya belli etmemek için kendimi tutsamda aklım hemen çalışmaya başlıyor. Kendi kendime kuruluyorum. Allahtan kindar değilim. 

2)Meşhur Alaaddin'in Sihirli Lambası oldu ya kucağına düştü. Ve tabi ki 3 dilek hakkı verdi. Dikkatli düşün, klavyenden çıkan her cümleyi gerçeğe dönüştürebilir. Ne dilerdin?

Tüm dünyada barış olmasını, birbirimizi farklılıklarımız ile kabul etmemiz ve herkesin belirli bir kalitenin üzerinde yaşamasını istiyorum. 

3)Şimdi gerçek hayata dönüyoruz, evin, çocukların, kendin, kedin.. için yeni yılda neler yapmak var aklında? Şimdiden düşünelim ki, yeni yıl kapıda hazırlıksız yakalanmayalım :) 

Kendim için birşeyler yapmaya başladım bile. Evim olması için uğraşıyorum :) nasipse başka bir şehirde başka bir hayat başka bir ben ile yeniden başlamak istiyorum. 

4) Piyangodan büyük ikramiye çıksa hepimiz dünyayı gezeriz değil mi? Sen neler yapmak isterdin? Bir de şöyle düşün, o istediklerin için çok  para şart mı? Belki de değildir.

Maalesef gerçekleştirmek için para gerekiyor çünkü ikramiye kazanırsam kesinlikle bağışlayacağım. Özellikle çocuklar için kullanmak istiyorum. 

5) Para para para. Para harcamadan da gerçekleştirebileceğin hayallerin vardır elbet. Haydi onları da paylaş, bekliyoruz.

Huzurlu bir yaşam istiyorum sadece. Hayalim bu ama daha içini doldurmadım. 

Benim için 2017 dilekleri böyleydi. Bende yapmayan bütün arkadaşlarıma paslıyorum. Hayırlı Pazarlar 

devamını oku
PAYLAŞ:

10 Ara 2016

BU KADAR BASİT

Bugün bir sınıfın en arka sırasında oturarak yazıyorum bu satırları. Mutsuzluğuma, eksik hissettiğim günlere bir gün daha ekleyerek yazıyorum. 

Sanırım ben insanları, onlarda beni anlamayacak. Tutturmuşlar güçlü olmalıyım, ağlamayalım, zayıf görmesinler neye karşı güçlü veya zayıf olmak? Neden ağlarken görmemeliler seni? Sanırım diğerleri aciz birer insan olduğumuzu unutuyorlar. 

Gözyaşının da tıpkı gülmek gibi, derdinde aynı derman gibi bizim için yaratıldığını ve Allahın yolladığını unutuyorlar. 

Basit yaşam istemiyorlar. Kompleks ve karmaşık yaşamak nefes aldırıyor onlara. Ağlamak istiyorsan ağla, gülmek istiyorsan gül, yemek istersen ye. 

Basit yaşamak, üzerine yük olmadan, herşeyi düşünmeden rahat yaşamak... 

***2013 de kullandığım bir defterin arasında tek bir sayfada bunlar yazıyordu. O an için beni neyin etkilediğini bilemiyorum... 

devamını oku
PAYLAŞ:

7 Ara 2016

ARAKAN

Yüreği dayanmayacak  arkadaşlardan özür diliyorum ama birşey yapmalıydım. Elim kolum yetişmediği kardeşlerimiz için dünyanın gerçek güçlüleri hiç bir şey yapmıyorken bu kadarını yapmak istedim.

Bir kişi bile duysa bu zulmü bana yeter.  Bir kişi bile şahit olsa yeter. Belki o zaman sesimiz çıkar. Özür dilerim çocuk elimden bu kadarı geliyor
Anlamayan ve izleyemeyen arkadaşlar için açıklayayım Burmalı bir asker arakanlı bir çocuğa elektrik veriyor. 

devamını oku
PAYLAŞ:

5 Ara 2016

TOMBUL GEVEZE BALIK

İlk okulda bir gün öğretmenimiz bir hikaye anlatmaya başladı. Bu hikaye denizlerde yüzüp duran balıklarla ilgiliydi. Her birimizin karakterlerine göre balıklar uydurmuştu. Kırmadan bir hikaye yoluyla yanlışlarımızı anlatıyordu. Ben tombul, çok soru soran ve çok konuşan zeki balıktım. 
Yine o yaşlarda kafayı yiyeceklerle bozmuştum. Dedemin yoğurduna deterjan ve kar yemeği seven bir tanıdığımızın bir tencere dolusu karına tütün kolonyası dökmüştüm. İkisi de ölebilirdi ama ben sadece haylaz bir çocuktum. 

Ve  öfke nöbetleri. depresyonlar, erteleme huyu, sabırsızlık, konsantrasyon sorunu, aklına ilk geleni söylemek bazen lafı kesmeler, her şeyden çabuk sıkılmak, zekaya göre yeteri başarı gösterememek...  Ve karakterim sandığım binlerce şey. Sorunları olan bir ergen ve gençtim. 

En önemlisi kitaplarıma odaklanamayan bir okur, blog yazamayan bir Bloggerdım. 

Bunların hepsi ne biliyor musunuz? Dehb yani dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu. Annem ve babam, öğretmen, ergenlikte aynı şikayetlerle gittiğim çayıyla benden çok ilgilenen psikiyatrım ve ben. Hiçbirimiz şüphelenmedik. Taki geçen yazımda bahsettiğim gibi doktora gidene kadar. Artık ilaç kullanıyorum ve inşallah tüm sorunlar çözülecek. Gerçi blog yazarak biraz olsun etkilerini kırmışım. Düzenli bir şeyler yapmak günlük hayata etkisini azaltıyor hastalığın. 

Ardından diyetisyene de gittim. Ben sanırım mutsuz oldukça yemek yemişim ve artık mutsuzluğa doydum. Kendim için bir şeyler yapma vakti geldi. Artık içimi mutlulukla doldurmak istiyorum. Ve inşallah yapacağım.

Şu aralar durumum bundan ibaret anlayacağınız. Son bir şey benim için dua edin olur mu? Şu sıralar çok ihtiyacım var. Biliyorum hepimizin var bende edeceğim inşallah :)  

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere. Selametle 

devamını oku
PAYLAŞ:

3 Ara 2016

Bir Sorunum ve sorum var!

İyi akşamlar :) nasılsınız bakalım ? Yeni bir yazıyla geleceğim ama şimdi sizlere bir şeyler sormaya geldim. Bazı nedenlerden dolayı G+ hesamını silip yeniden açmam gerekiyor. Böyle yaparsam yorumlar silinir mi? Veya blogumda başka bir soruna neden olur mu? Bunun Hakkı'nda bir bilginiz var mı? 

İkincisi tasarım okumanızda ne kadar etkili oluyor. Daha kişisel bir tema planım var ve şuan çok değerli biri tarafından yapılıyor inşallah :)  

cevaplarınızı bekliyorum :) 

devamını oku
PAYLAŞ: