İlk okulda bir gün öğretmenimiz bir hikaye anlatmaya başladı. Bu hikaye denizlerde yüzüp duran balıklarla ilgiliydi. Her birimizin karakterlerine göre balıklar uydurmuştu. Kırmadan bir hikaye yoluyla yanlışlarımızı anlatıyordu. Ben tombul, çok soru soran ve çok konuşan zeki balıktım.
Yine o yaşlarda kafayı yiyeceklerle bozmuştum. Dedemin yoğurduna deterjan ve kar yemeği seven bir tanıdığımızın bir tencere dolusu karına tütün kolonyası dökmüştüm. İkisi de ölebilirdi ama ben sadece haylaz bir çocuktum.
Ve öfke nöbetleri. depresyonlar, erteleme huyu, sabırsızlık, konsantrasyon sorunu, aklına ilk geleni söylemek bazen lafı kesmeler, her şeyden çabuk sıkılmak, zekaya göre yeteri başarı gösterememek... Ve karakterim sandığım binlerce şey. Sorunları olan bir ergen ve gençtim.
En önemlisi kitaplarıma odaklanamayan bir okur, blog yazamayan bir Bloggerdım.
Bunların hepsi ne biliyor musunuz? Dehb yani dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu. Annem ve babam, öğretmen, ergenlikte aynı şikayetlerle gittiğim çayıyla benden çok ilgilenen psikiyatrım ve ben. Hiçbirimiz şüphelenmedik. Taki geçen yazımda bahsettiğim gibi doktora gidene kadar. Artık ilaç kullanıyorum ve inşallah tüm sorunlar çözülecek. Gerçi blog yazarak biraz olsun etkilerini kırmışım. Düzenli bir şeyler yapmak günlük hayata etkisini azaltıyor hastalığın.
Ardından diyetisyene de gittim. Ben sanırım mutsuz oldukça yemek yemişim ve artık mutsuzluğa doydum. Kendim için bir şeyler yapma vakti geldi. Artık içimi mutlulukla doldurmak istiyorum. Ve inşallah yapacağım.
Şu aralar durumum bundan ibaret anlayacağınız. Son bir şey benim için dua edin olur mu? Şu sıralar çok ihtiyacım var. Biliyorum hepimizin var bende edeceğim inşallah :)
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere. Selametle
İlk okulda bir gün öğretmenimiz bir hikaye anlatmaya başladı. Bu hikaye denizlerde yüzüp duran balıklarla ilgiliydi. Her birimizin karakterlerine göre balıklar uydurmuştu. Kırmadan bir hikaye yoluyla yanlışlarımızı anlatıyordu. Ben tombul, çok soru soran ve çok konuşan zeki balıktım.
Yine o yaşlarda kafayı yiyeceklerle bozmuştum. Dedemin yoğurduna deterjan ve kar yemeği seven bir tanıdığımızın...